Aranessa Saltspite

Locked
User avatar
Aranessa Saltspite
Tamanthar
Tamanthar
Posts: 14
Joined: Wed Jul 23, 2025 5:17 pm

Aranessa Saltspite

Post by Aranessa Saltspite »

Karakter Yaratım Formu - Aşama 1

Karakter Adı: Aranessa Saltspite

Karakter Geçmişi:
Aranessa her ne kadar günümüzde fani bedenini bırakmış olsa da bir zamanlar Lyria'da bulunan ufak bir prensliğin velihat prensesiydi. Sevgi dolu, mutlu bir çocukluk geçirmesine rağmen sahip oldukları ona asla yeterli gelmemişti. Her zaman prensliği ziyaret eden kaşifleri, gezginleri dinlemekten keyif alırdı. Dünyanın ne kadar büyük olduğunun farkına oldukça genç bir yaşta varmıştı. Dış dünya ile ilgili ne kadar hikaye dinlerse içerisinde bulunduğu prenslik o kadar küçülüyordu genç kızın gözünde. Yine de kendisine güvenen insanları yarı yolda bırakmak gibi bir niyeti yoktu, bu sebepten ötürü görevine bağlı bir şekilde prenslikte yaşamaya devam etti.

Onun hayatını değiştiren ve bugün olduğu kişiye evrilmesini sağlayan hadise 20'li yaşlarının sonundayken gerçekleşti. Diplomatik bir görev için komşu prensliklerden birisini ziyaret ettiği esnada kendisine ulaşan ulak prenslikte bir darbenin gerçekleştiğini, ailesinin tamamının en ufak kardeşi tarafından katledildiğini öğrendi... Aranessa yolculuğuna güvendiği bir avuç şövalye ve diplomatik heyetle birlikte çıkmıştı. Sayıları 20 kişiyi geçmiyordu, zira içerisinde bulundukları topraklarda fazla bir güvenliğe gerek duyulmuyordu. Kendisinin kılıç sanatında ve büyü kullanımında oldukça yetenekli olduğu da herkes tarafından bilinen bir şeydi. Dolayısıyla onu tehdit etmeye cüret edecek herhangi birisi de bulunmuyordu. Belki de Aranessa'nın yaptığı en büyük hata buydu, zira daha büyük bir askeri güçle birlikte yola çıksaydı çok daha farklı bir gelecek gerçekleşebilirdi.

Aranessa ve ekibi alelacele prensliğe doğru harekete geçti. Genç kız birkaç gün sürecek olan bu yolculuk esnasında karşılaşabileceği her şeye karşı kendini hazırlamıştı, daha doğusu o öyle düşünüyordu. Şehrin surları ufukta gözüktüğü esnada içini bir huzursuzluk kapladı. İçinden bir ses arkasını dönmesini ve kaçmasını söylüyor olmasına rağmen o ilerlemeye devam etti. Lakin karşılaştığı manzara insan olarak geçirdiği ömrünün kalanında kendisinde travma yaratacaktı.

Surları net bir şekilde görebildikleri anda kalenin kapısında 8 adet ceset gördü. Hepsinin gözleri oyulmuş, uzuvları kopartılmıştı. Cesetlerin suratlarını görebilecek kadar yaklaştığı anda genç kız hayatında ilk defa dik duruşunu bozarak dizlerinin üzerine çöktü ve olduğu yere kustu. Cesetle annesi, babası ve kardeşlerine aitti. Yanındaki adamları tarafından kaleden uzaklaştırılan Aranessa'nın kendisini toparlaması birkaç saatini almıştı. Elbette tam olarak kendisini toparlamayı başaramamıştı fakat en azından ayakta durabilecek ve düşünebilecek kadar kendisini toparlamıştı... Kendisini toparladıktan kısa bir süre sonra ekibiyle birlikte tekrardan kaleye doğru yol aldı. Kale girişine yaklaştığı esnada surların üzerinden gelen bir sesle birlikte durduruldu. Aranessa'nın hain ilan edildiği, teslim olması halinde kendisine zarar gelmeyeceği fakat esir olarak tutulacağına dair bir duyuru yapıldı. Üzerine doğrultulmuş yaylara karşı genç kız istifini hiç bozmadan konuştu. Kardeşinin tahtı haksız bir şekilde ele geçirdiği, gerçek varisin kendi olduğunu vurguladı ve kaledekileri yanlış yaptıklarına inandırmaya çalıştı fakat askerler hiç olmadığı kadar nefret dolu bir şekilde kendisine bakıyordu. Prenslik her ne kadar Aranessa için bir ütopya gibi olsa da halk için durum pek aynı değildi. Hanedan ailesi her geçen yıl vergileri arttırmış, halkı fakirleştirmeye devam etmişti. Sokaklarda açlıktan ölen insanların dahi olduğu bu şehirde hanedan aile büyük bir lüks içerisinde yaşıyordu. Genç prens ise bütün bunları düzelteceğini belirterek uzun süredir halkı ve askerleri kendi tarafına çekiyordu bile.

Kaleden gelen son duyuru Aranessa'nın hakkında ölüm kararı çıkartıldığı, görüldüğü yerde idam edilebileceği olmuştu. Hemen ardından başlayan ok yağmurundan maiyetindeki adamlarıyla birlikte kaçmış olsa da sonrasında kaleden çıkan süvariler tarafından neredeyse herkes katledildi. Yaklaşık 50 kişilik bir ekip kendilerini gece gündüz demeden takip ediyor, buldukları yerde pusuya düşürerek öldürebildiklerini öldürüyorlardı. Aranessa'yı destekleme konusunda kararlı olan ekip bile zaman içerisinde çatırdamaya başladı. İlk olarak yanlarında bulunan 6 diplomat ekipten kaçtı. Sonrasında kendisine sadık olarak gördüğü adamları teker teker Aranessa'yı korurken hayatını kaybetti. Yaklaşık 1 aylık bir kovalamacanın ardından sadece 2 kişi kalmışlardı. Bu süreçte genç kızın gözlerinde akacak yaş dahi kalmamıştı.

İki kişi kaldıklarından ötürü izlerini daha rahat kaybettirebiliyorlardı, bu sayede bir ay boyunca daha kaçmayı başardılar fakat sonunda bir nehir kenarında sıkıştırıldılar. Nehir oldukça genişti ve normalde karşıya geçmek için kullanılan tahta köprü vardı. Birkaç günlük sağanak yağışın etkisiyle taşan nehirde köprü yıkılmış ve köşeye sıkışmışlardı. Aranessa'nın savaşmadan teslim olmak gibi bir niyeti yoktu, o gün orada öleceğini biliyordu fakat yanında birkaç kişiyi götürmeden ölme niyeti yoktu. Taa ki bunca zamandır birlikte olduğu, en çok güvendiği adam tarafından sırtından bıçaklanana kadar. Yanındaki adamı kendisini kurtarmak için Aranessa'yı yakalama ve prensliğin askerlerine teslim etme kararı almıştı. Kılıç Aranessa'nın sırtından girmiş, karın bölgesinden dışarıya çıkmış olmasına rağmen hayati bölgelerini ıskalamıştı. Belki de bilerek yapılmış bir şeydi bu. Aranessa yaşadığı ihanetin verdiği şaşkınlıkla arkasına döndü. Birkaç saniye boyunca şaşkınlıkla bakakaldıktan sonra kaşları çatıldı, nefretle dişlerini sıktı. Elinde tuttuğu kılıcını son bir kez savurarak hemen arkasında kendisine ihanet eden adamı öldürdü. Karnına saplanmış kılıcı çıkardı. Son gücünü kullanarak ölmeden önce birkaç kişiyi öldürebileceğini düşünüyordu fakat dengesini kaybederek nehre düştü ve akıntıya kapıldı.

Normalde böyle bir durumda hayatta kalmanın imkansız olduğu söylenebilirdi fakat Aranessa hayatta kalmıştı. Gözlerini açtığında yaraları sarılmış, tanımadığı bir kulübenin içerisinde ateşin yanında buldu kendini... Aranessa'nın yaralanmasının üzerinden yaklaşık 2 hafta geçmişti, genç kız kısmen toparlamıştı. Nehre düştüğü yerin birkaç kilometre uzağında karaya vurmuş ve o esnada oradan geçmekte olan bir köylü tarafından kurtarılmıştı. O esnada köyde konaklayan bir şifacı sayesinde de yaraları iyileştirilmişti. Genç kız kendisini toparlayana kadar köy halkıyla kalmaya devam etti, belki de etmemesi gerekiyordu.

Yaralanmasının üzerinden yaklaşık 2 ay geçtiğinde Aranessa kendisini tam anlamıyla toparlamayı başlamıştı. Köylülere gündelik işlerinde yardım ederek hem onlara olan minnettarlığını gösteriyor, hem de akşam sofrasına yiyecek bir şeyler götürebiliyordu. Ayrılma planları yapmaya başlamıştı bile, babasıyla dost olan prenslikleri ziyaret ederek kendisine bir ordu toplamayı ve tahtı geri almayı planlıyordu. Oldukça güzel bir plandı aslında fakat kısa bir süre sonra köylülerle yaşanacak olan hadiseden sonra genç kızın insanlığa olan bakış açısı tamamıyla değişecekti.

Aranessa her zamanki gibi köy işlerinde çalıştıktan sonra hana gitmiş ve birkaç bira içerek gününü sonlandırıyordu fakat o gün diğer günlerden çok daha farklıydı. Bunca zamandır kendisine kocaman gülümsemelerle yaklaşan köy halkı onla konuşmaktan kaçınıyor, konuşmak zorunda kaldıklarında ise tedirgin bir surat ifadesiyle kendisine karşılık veriyorlardı. Aranessa bir şeylerin doğru olmadığının farkına varmıştı fakat pek umursamamıştı açıkçası... Handa birasını içtiği esnada kapı sert bir şekilde açıldı ve içeriye 10 adet şövalye girdi. Hemen yanlarında ise bir köylü kalabalığı vardı, en önlerinde ise kendisini kurtaran köylü bulunuyordu. Eliyle Aranessa'yı işaret etti. Aranessa bir kez daha güvendiği insanlar tarafından ihanete uğramıştı.

Handa geçen çatışma sürpriz bir şekilde Aranessa'nın galibiyetiyle sonuçlandı. Bunun sebebi şövalye olarak atanmış olan bu 10'lunun aslında basit birer köylü asker olmasından kaynaklanıyordu. Kardeşi başa geçtikten sonra orduda bulunan bütün şövalyeleri de idam etmiş, ayak takımını önemli pozisyonların başına geçirmişti. Hal böyle olunca karşısındaki kişilerin kendisine karşı pek şansı bulunmamıştı. Lakin Aranessa'nın gözünü kan bürümüştü bile. İkinci kez ihanet edilmek genç kızda büyük bir yara ve nefret oluşmasına neden olmuştu. Bunca zamandır halkını korumak için kaldırdığı kılıcını bu sefer onları katletmek için bir kez daha kaldımıştı.

Güneş doğduğunda köyde saklanmayı başarmış birkaç kişiden başka yaşayan kimse kalmamıştı. Aranessa deli bir köpek gibi önüne gelen herkesi katletmiş ve köyden ayrılmıştı, zaten birkaç gün sonra bütün diyar tarafından aranan azılı bir suçlu haline gelmişti. Ne şehirlere gidebiliyor, ne de köylere uğrayabiliyordu. Yakın civardaki herkes tarafından adı ve sureti biliniyordu. Bu sayede Aranessa'da haydutluğa başlamış oldu. Kervanları yağmalıyor, sivilleri soyuyor, hatta onları durduk yere katlediyordu. Genç kızın insanlığa dair olan inancı dibe vurmuştu açıkçası. İnsanlığa olan nefreti çoluk çocuk demeden öldürmesine olanak sağlıyordu.

Diyarda dolaşarak ekibini büyüttü ve yaklaşık 10 yılın sonunda korkulan bir figür haline gelmeyi başardı. Ekibiyle birlikte diyarda adım atmadığı toprak kalmamıştı, gittikleri her yere ölüm ve korku getirmekten başka bir şey yapmıyorlardı. Bir gün yağmaladıkları kervandan elde ettikleri büyü kitabıyla birlikte daha da korkutucu bir ekip haline gelmeyi de başarmışlardı. Aranessa'nın bulduğu ve kısa sürede ustalaştığı şey kan büyüsüydü. Bu büyü sayesinde vücutlarının içerisinde bulunan kanı kullanarak insan üstü fiziksel özellikler kazanabiliyor, öldürdükleri insanların kanlarını kullanarak saldırı büyüleri yapabiliyorlardı. Aranessa yetenekli olduğunu düşündüğü adamlarına da büyülerin bir kısmını öğretti. Bu sayede diyarda gerçekten korku duyulan bir ekip haline gelmeyi başardılar.

Aranessa 40'lı yaşlarının sonuna geldiğinde bir haydut krallığı kurmaya karar verdi. Anarşinin hakim olduğu, güçlünün zayıfı ezdiği bir krallık. Her türlü insana kucak açacak bir yer. Bunu yapmasının iki sebebi vardı. Birincisi insanlığa karşı duyduğu nefret, ikincisi ise kardeşine duyduğu nefretti. Her ne kadar üzerinden uzun zaman geçmiş olsa da kardeşine karşı hissettiği nefret bir gram dahi azalmamıştı. Bu sebepten ötürü emrindeki iki bin haydutla birlikte harekete geçti. Amaçları Lyria'da bulunan belirli bir prensliği yıkmak ve insanlığa korku getirecek yeni bir krallık kurmaktı.

Aranessa'nın önderliğindeki haydutlar Lyria ile Düşdiyar arasında bir ormana karargahlarını kurdular. Her gün düzenli olarak çevredeki yerleşim yerlerini yağmalıyorlar ve karargahlarını büyütüyorlardı. Artık hazır olduklarını düşündükleri anda ise Lyria'ya doğru harekete geçtiler. Emrindeki iki bin kişiyle birlikte şehri rahatlıkla alabileceğini biliyordu, kendine de güveniyordu açıkçası.

Prenslikle aralarında yaklaşık 10 kilometre bulunurken gerçekleşen hadise sadece onların kaderini değil, bütün insanlığın kaderini değiştirmişti. Daha sonrasında Tanrıkıran hadisesi olarak anılacak olan bu hadise yüzünden Aranessa vücudunu ve ordusunu tamamıyla kaybetmişti... Dağın eteklerinden alçalan karanlık kendisiyle birlikte bütün askerlerini yutmuştu. Herkes acı içerisinde çığlık atıyor, etrafta koşuşturuyordu. Kimileri karanlık tarafından birer canavara dönüştürülüyor, kimileri ise onlara yem oluyordu. Ortama tam bir kaos hakim olmasına rağmen Aranessa izlemekten başka bir şey yapamıyordu. Kalbini ve vücudunu sarmalayan karanlığa karşı savaşmaya çalışsa da pek başarılı olamamıştı. Daha önce hiç hissetmediği kadar büyük bir acı hissediyor olsa da bir şekilde ayakta durmayı başarıyordu fakat pek uzun süre de direnememişti.

Acı ortadan kaybolduğu esnada Aranessa'nın içerisini büyük bir dinçlik kapladı. Yaşlılıktan ve aldığı yaralardan ötürü çektiği zorluklar tamamıyla ortadan kalkmıştı. Gençliğinde dahi bu kadar dinç ve kudretli hissetmemişti kendini. Vücudunu saran karanlığı def etmek adına eliyle göğsünü silmeye çalıştı fakat ne eli, ne de bir göğsü vardı. Yürüyen bir karanlık buluta dönüşmüştü yaşlı kadın. Evet bir insan siluetine sahipti fakat bir sis bulutundan ibaretti.

Aranessa güçlerini keşfedene kadar diyarda gizlenerek 5 yıl geçirdi. Evet kendisini dinç ve kudretli hissediyordu fakat sahip olduğu bedenle ne bir silah tutabiliyor, ne de yemek yiyebiliyordu. Yaşayan bir ölü gibi diyarda gezmekten başka bir şey yapamıyordu. Yapayalnızdı fakat bu onu depresyona sokmamıştı, hatta aksine içerisinde yanıp tutuşan devasa nefretin daha da alevlenmesine vesile olmuştu. Aranessa artık sadece insanlardan değil, aynı zamanda onu bu bedene sokan Zhaar'dan da nefret ediyordu.

Beşinci yılın sonunda temas ettiği bir cesetin dış görünüşünü kopyalamayı başardı. Cesede dokunduğu anda ufak çocuğun bütün anıları teker teker yaşlı kadının zihnine akın etti. Bunca yıldır vücudunu sarmalayan karanlık şekil değiştirdi ve çocuğun dış görünüşünü aldı. Sonrasında çeşitli denemelerle sadece insanların değil, hayvanların ve iblislerin de kılığına girebildiğini fark etti. Yaklaşık 10 yıl boyunca diyarda amaçsızca gezdi. Kimi zaman birilerinin çocuğu oldu, kimi zaman birilerinin annesi fakat sürekli olarak katletmeye devam etti. Gittiği her yere yıkım ve kargaşa getirmekten başka bir şey yapmadı. Önemli figürlerin kılığına girerek savaşlar başlattı fakat Aranessa'nın arzuladığı şey çok daha farklıydı.

Tanrıkıran hadisesinin üzerinden 45 yıl geçtikten sonra Dariavarth ile tanıştı ve onun gemisinde yaşamaya karar verdi. Her ne kadar Dariavarth'ın amacı farklı olsa da aslında Aranessa'nın amacına hizmet ediyordu, zira bu genç adam aynı Aranessa gibi gittiği her yere yıkım götürmekten başka bir şey yapmıyordu.

Kişiliği:
Aranessa'nın kişiliği, ihanetlerle örülmüş bir hayatın, travmalarla yoğrulmuş bir ruhun karanlık bir yansımasıdır. Eskiden sorumluluk sahibi, sevgi dolu ve halkına bağlı bir prensesken; zamanla insanlığa olan inancını tümüyle yitirmiş, acıya ve ihanete karşı duyarsızlaşmış, kana susamış bir varlığa dönüşmüştür. Psikopatça davranışları, onun empati ve merhamet gibi duyguları tamamen bastırmış olmasından kaynaklanır; kendi duygularını anlamada ve yönetmede büyük bir içsel ustalık sergilerken, başkalarının acılarını umursamaktan yoksundur. Yüzüne gülümseyen insanların ihanetini defalarca yaşamış olması, onda geri dönüşü olmayan bir paranoya ve güven yitimine yol açmıştır. Bu yüzden artık sadakat beklemek yerine ihaneti baştan varsayar; kime ne kadar yaklaştığını, ne kadar acı çektirebileceğine göre ölçer.

Güç takıntılı, kontrolcü ve manipülatif bir kişiliğe sahiptir; gerektiğinde masum bir çocuğun kılığına girip düşmanlarını kandırabilecek kadar soğukkanlı ve hesapçıdır. Kaosu bir araç değil, bir amaç olarak görür. Onun için düzen, maskelenmiş bir ikiyüzlülükten ibarettir ve her yapı taşının kanla yerle bir edilmesi gerektiğine inanır. Aranessa’nın iç dünyası, insanlara olan nefretiyle, kendi geçmişine duyduğu tiksintiyle ve artık insan olmaktan uzaklaşmasının getirdiği soğuk bir üstünlük hissiyle doludur. Onun karanlığında mantık vardır; fakat o mantık, sadece yıkımın kaçınılmaz olduğuna dair tekinsiz bir inançtır.

Aranessa’nın belki de en insani kalmış yönü, çay içmekten ve yemek yemekten aldığı keyiftir. Her ne kadar artık bunlara ihtiyaç duymasa da, bu eylemleri bir ritüel gibi hala zevkle sürdürür. Öte yandan, onun gerçek tutkusu ise işkence etmektir; özellikle kurbanlarının ruhsal olarak tamamen çöktüğü o anları izlemek, ona tarifsiz bir haz verir. Aranessa için işkence yalnızca bir cezalandırma yöntemi değil, aynı zamanda neredeyse sanatsal bir uğraştır. Kurbanlarının yalnızca bedenlerini değil, zihinlerini de parçalamayı amaçlar; acının dozunu dikkatle ayarlar, umudu tamamen yok etmeden önce kurbanın en derin korkularını açığa çıkarır. Fiziksel acının ötesinde, duygusal çöküş onun için en tatmin edici andır — bir annenin çocuğuna kavuşma umudunu kaybettiği o sessizlik, bir savaşçının gururunun yerle bir olduğu an, bir ihanetin fark edildiği bakış… Aranessa tüm bunları zevkle izler. Kurbanlarıyla konuşmayı sever; onları manipüle eder, umut verir, sonra da o umudu elleriyle paramparça eder. İşkence onun için bir gösteridir ve o da bu gösterinin başrol oyuncusu, yönetmeni ve seyircisidir. Bu sadistik yönü, onun insanlıkla bağını tamamen kopardığının en belirgin göstergesidir

Ahlaki Yönelimi:
Aranessa kendi kurallarını kendi koyar ve onları bile gerektiğinde çiğnemekten çekinmez. Sadakati yoktur, güveni yoktur, merhameti hiç olmamıştır. İçgüdüsel bir yıkıcılıkla hareket eder ama bu rastgele değil, bilinçli ve hesapçıdır — çünkü onun kaosu bilinçli bir tercih, düzeni reddedişin zirvesidir. Her eyleminde kontrol vardır ama bu kontrol, düzene değil, onun parodisine hizmet eder. Mantıklı ama ahlaktan yoksun, planlı ama acımasız, zeki ama tamamen vicdansız.

Karakter Görünümü:
► Show Spoiler
Uzun, dalgalı ve simsiyah saçları çeşitli altın süslemeler ve tokalarla bezenmiş olup, porselen beyazlığındaki teniyle çarpıcı bir tezat oluşturur. Yüzü belirgin siyah makyajla vurgulanmış, dudakları siyaha boyanmış ve ifadesi kararlı, karizmatik bir duruş yansıtır. Kolları dövmelerle kaplıdır ve her iki kolu da sayısız bilezik, halhal, boncuk ve yüzükle süslenmiştir. Üst kısmında bir tarafında güneş, diğer tarafında ay motifleri taşıyan zarif ama savaşçı ruhunu yansıtan bir giysi yer alırken, alt kısmı altın sikkelerle bezenmiş göz alıcı bir kemer, mor kristaller ve kurukafa figürleriyle tamamlanmış çok katmanlı, asimetrik ve rengârenk kumaşlarla kaplıdır. Pantolon benzeri alt giysisi kırmızı, mor, turkuaz gibi canlı renklerde çizgili ve desenli kumaşlardan oluşur, bacaklarında ise zırh parçaları, dövmeler ve işlemeli detaylar yer alır.

Karakter Hedefi:
Aranessa’nın nihai hedefi, Velatria’yı tam anlamıyla kaosa sürükleyerek hem insanlıktan hem de onu bu hale getiren Zhaar’dan intikam almaktır. Onun arzuladığı şey, kralların hükmetmediği, tanrıların sesinin sustuğu, düzenin yerini mutlak anarşinin aldığı bir diyar yaratmaktır. Güçlülerin istediğini aldığı, zayıfların ezildiği bu yeni dünya, Aranessa’nın geçmişte uğradığı ihanetlerin, çektiği acıların ve kaybettiklerinin intikamını temsil eder. Onun için kurtuluş değil, çöküş kutsaldır; ve bunu gerçekleştirebilmek adına tüm Velatria’yı ateşe vermeye hazırdır.
User avatar
Zasetsu
Site Admin
Posts: 31
Joined: Mon Jun 30, 2025 12:18 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Zasetsu »

Herhangi bir problem yok, diğer aşamaya geçebiliriz.

İkinci aşamada hedefi biraz daha özele indirgemeniz bana yardımcı olur. Dariavarth Eghianos ile paralel ilerleyecekse bunu es geçebilirsiniz.
User avatar
Aranessa Saltspite
Tamanthar
Tamanthar
Posts: 14
Joined: Wed Jul 23, 2025 5:17 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Aranessa Saltspite »

Başlangıç Konumu: Dariavarth Eghianos ile birlikte ana karaya doğru yolculuk etmektedir.

Başlangıç Ekipmanı:
Kan Büyüsü Kitabı:
Tanrıkıran hadisesi öncesi bir kervanı yağmalarken elde ettiği, karanlık bir dille yazılmış, yaşayanların kanı üzerine büyüler yapmayı sağlayan lanetli bir kitap. Sayfaları insan derisinden yapılmış ve ancak taze kana temas ettiğinde okunabilir hâle gelir. Aranessa'nın büyülerinin temelini bu kitap oluşturur.

Kanla Yontulmuş Kılıç – “Vesper”:
► Show Spoiler
Gençlik yıllarından itibaren Aranessa ile birlikte olan Vesper eskiden sıradan bir çift elli kılıçtı. Ancak zamanla, onun yolculuğuna eşlik ederken sadece fiziksel değil, büyüsel olarak da dönüşüme uğradı. Her dökülen kan, her sökülen ruh, bu kılıcı biraz daha yaşayan bir varlığa dönüştürdü. 150 cm uzunluğundadır, normal bir savaşçının taşıyamayacağı kadar ağırdır; sadece Aranessa’nın büyüyle beslenen gücüyle dengelenebilir. Vesper, tamamen başka birine geçirilemez. Aranessa’dan başkası eline aldığında ya kılıç ağırlaşıp taşınamaz hale gelir, ya da tutmaya çalışan kişinin koluna yapışarak vücudundaki kanı çekmeye başlar.

Kılıcın üzerinde kandan yapılmış, hareket eden, damar şeklinde kan parçacıkları bulunmaktadır. Her darbe sonrası Vesper, hedefin dökülen kanını kendi iç damarlarına çeker. Aranessa istediği vakit kılıcında bulunan kanı kullanarak büyü yapabilir fakat kılıçta her daim bir miktar kan bulunması gerekmektedir. Kılıçtaki kan tam anlamıyla tüketildiğinde kılıç Aranessa'nın vücudundaki kanı çekmeye çalışır. Sessiz ortamlarda kılıç bazen hafifçe mırıldanır veya iç çeker gibi sesler çıkarır.

Solmuş Çay Seti:
Geçmişine bir bağ, bir törensellik taşıyan, yanında sürekli taşıdığı eski ama özenli porselen çay takımı.

Kopuk Parmak:
Aranessa'nın şu an sahip olduğu görünüme ait parmaktır, sahibi çoktan ölmüştür. Aranessa dilediği vakit bu parmağa dokunarak sahip olduğu görünüme tekrardan dönüşebilir. İç cebinde mumyalanmış bir vaziyette bulunmaktadır.

Savaş ve Diğer Yetenekler:
Kan Büyücüsü:
Aranessa, kanın içindeki yaşam özüne hükmeden bir büyücüdür. Taze kanla temas ettiğinde, bu sıvıyı hem saldırı hem de destek amaçlı büyülere dönüştürebilir. Düşmanlarının dökülen kanını savaş alanında mızraklara, keskin kırlangıçlara ya da patlayıcı damlalara dönüştürerek kullanır.

Sadece başkalarının kanını değil, kendi kanını da bir büyü kaynağı olarak kullanabilir. Cilt altından çektiği birkaç damla kan, bir kalkanı delip geçen yoğun bir kan okuna; yere damlayan birkaç damla ise geniş alanlı bir kan patlamasına dönüşebilir. Bu büyüler görsel olarak kırmızı, koyu bordoya çalan, yoğun ve neredeyse canlı bir biçimde titreşen yapılar halinde ortaya çıkar.

Büyü sadece saldırıdan ibaret değildir. Aranessa, kan yoluyla bedenini geçici olarak güçlendirebilir. Damarlarında dolaşan kanı yoğunlaştırarak kaslarını sertleştirir, reflekslerini keskinleştirir, hatta bir süreliğine fiziksel dayanıklılığını büyük ölçüde artırabilir. Bu güçlendirme, özellikle yakın dövüşte ölümcül hale gelmesini sağlar.

Kan büyüsü, yalnızca taze kana tepki verir — yani yaşamdan yeni kopmuş, hâlâ enerjisini kaybetmemiş kana. Bu, Aranessa’nın savaş alanlarında özellikle etkili olmasını sağlar; çünkü her düşen düşman, onun için yeni bir kaynak, yeni bir silah anlamına gelir.

Sis Beden:
Aranessa'nın gerçek ve öz bedeni, maddi dünyaya bağlı olmayan, sürekli hareket eden karanlık bir sis bulutundan oluşur. Bu form, yoğun ve koyu bir pus halindedir; içinde hafifçe kıpırdayan gölgeler ve içten parıldayan loş kırmızı ışıklar görünür. Sis bulutu, mistik bir şekilde insan formunu andıran belirgin bir siluete sahiptir; kafa, gövde, kollar ve bacaklar netçe ayırt edilebilir, ancak detaylar bulanık ve sürekli değişkendir.

Aranessa, bu sis beden formundayken üzerindeki kıyafetleri taşıyabilir; pelerini, zırhı veya diğer giysileri sanki görünür bir iskeletin üzerine konmuşçasına kavrayabilir. Ancak sis bedenin maddesel yoğunluğu oldukça düşük olduğu için, fiziksel olarak nesneleri kavrayıp kaldırmak veya ağır eşyaları taşımak gibi büyük bir kuvvete sahip değildir. Ellerinin ve kollarının şekli daha çok sisin yoğunlaşmasıyla oluşan illüzyon gibidir; sert ve somut değildir.

Bu form, Aranessa’ya olağanüstü bir çeviklik ve esneklik sağlar; fiziksel engellerden geçebilir, dar alanlarda süzülebilir ve normal bir bedenin sahip olamayacağı şekilde şekil değiştirebilir. Ancak, bu bedensel yapının zayıf noktası, somut dünyadaki fiziksel etkiler karşısında savunmasız olmasıdır; fiziksel saldırılar sis formuna doğrudan zarar vermez ama büyülü etkilerle veya özel sihirlerle zarar görebilir.

Sis Beden, Aranessa'nın öz benliğinin somutlaşmamış hali olarak, onun hem varlığının hem de gücünün kaynağıdır. Bu nedenle, insan formu ya da başka şekillere bürünmüş olsa bile, gerçek gücü ve mistik doğası bu sis bedeninde gizlidir.

Şekil Değiştirme:
Aranessa, temas ettiği canlıların —ister yaşayan ister ölü olsun— bedenlerini kusursuzca kopyalayabilme yeteneğine sahiptir. Bu dönüşüm hemen gerçekleşmek zorunda değildir; dokunduğu canlıdan dönüşmek için kendisine birkaç dakika süre tanır. Ancak süre dolduğunda dönüşüm kaçınılmazdır. Dönüştüğü anda, canlının tüm anıları ve hisleri Aranessa'nın bilincine akmaya başlar. Fakat canlıların hafızaları, hayatlarının tamamını eksiksiz ve detaylı biçimde saklayamadığından, Aranessa yalnızca o canlıların hatırlayabildiği anıları ve duyguları deneyimleyebilir.

Aranessa, kopyaladığı görünümü istediği kadar uzun süre koruyabilir; bu süreçte zamana bağlı bir sınır yoktur. Dilediği anda görünümünü bozup gerçek formuna geri dönebilir. İlginç bir şekilde, Aranessa sadece fiziksel temasla dönüşmekle kalmaz, aynı zamanda kişilerin anılarında yer alan, hatırladığı canlılara da kısa süreli (birkaç dakika) dönüş yapabilir. Dönüşümlerde yalnızca görüntü ve ses taklidi yapar; dönüşülen varlığın fiziksel güç, dayanıklılık gibi niteliklerini kazanamaz. Bu yüzden Aranessa’nın gücü ve dayanıklılığı her zaman kendi doğasına bağlıdır.

Bu yetenek, Aranessa’ya hem düşmanlarını şaşırtmak hem de bilgi toplamak için benzersiz avantajlar sağlar. Fakat anıların eksikliği veya hatalı olması, dönüşüm sırasında kimi zaman belirsizlikler ve hata payları yaratabilir. Ayrıca dönüşüm sırasında zihinsel yükün artması sebebiyle uzun süreli veya çok sayıda dönüşüm Aranessa’yı yorgun düşürebilir.

Kabus Dokunuşu:
Aranessa, kafasını avuç içiyle tuttuğu hedefin zihnine doğrudan nüfuz ederek, bilinçaltında bastırılmış ve karanlık korkularını ortaya çıkarma gücüne sahiptir. Bu dokunuş, sadece fiziksel bir temas değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel bir bağ kurma eylemidir. Temas anında, hedefin zihnindeki en derin, en karanlık kabuslar ve korkular canlanır; gerçeklikle hayal arasındaki sınırlar bulanıklaşır.

Hedef, sanki kendi içinde yaşayan en karanlık kabuslarla yüzleşiyormuş gibi bir halüsinasyon zincirine girer. Bu halüsinasyonlar o kadar gerçekçi ve yoğun olur ki, kişi gerçek dünyadan kopar, etrafındaki her şeyi korku dolu birer gölge olarak algılar. Görüntüler değişken, rahatsız edici ve korkutucu sahnelerden oluşur; eski travmalar, bilinmeyen dehşetler veya aklın sınırlarını zorlayan çarpık figürler.

Bu etki yalnızca zihinsel bir işkence olmakla kalmaz, zamanla hedefin akıl sağlığını da zayıflatır. Uzun süre maruz kalındığında, kişide deliliğe varan belirtiler, şiddetli paranoyalar ve kalıcı psikolojik bozukluklar ortaya çıkabilir. Kabus Dokunuşu’nun etkisi altında, hedefin gerçeklikle bağları kopar; rüyalar ve kabuslar arasındaki farkı ayırt edemez hale gelir.

Aranessa bu yeteneği kullanırken büyük bir konsantrasyon ve enerji harcar; çünkü doğrudan zihne müdahale etmek, hem kendi ruhsal direncini hem de hedefin zihinsel savunmalarını aşmayı gerektirir.

Kılıç Ustası: Çift elli kılıcını büyük ve yıkıcı darbelerle kullanmayı tercih eder. Hızdan çok güç ve ağırlıkla saldırır; kılıcını sert ve etkili şekilde savurarak düşmanın savunmasını kırar. Her hamlesiyle rakibin dengesini bozmayı ve ağır hasar vermeyi hedefler. Bu savaş stili hızlı kombolar yerine, tek ve kesin vuruşlarla rakibi kısa sürede etkisiz hale getirmeye dayanır.

Manipülasyon ve İkna: Aranessa, kelimelerin gücünü ustaca kullanarak karşısındakini kolayca etkileme ve yönlendirme becerisine sahiptir. Gerçekleri ve yalanları öyle ustalıkla harmanlar ki, muhatabı onun hangi cümlede samimi, hangi cümlede aldatıcı olduğunu ayırt edemez. Sakin ve kendinden emin tavrıyla, önce yüzeysel bir güven duygusu inşa eder; böylece insanlar ona içtenlikle açılır, sırlarını paylaşır ve hareketlerini ona göre şekillendirir.

Diplomatik Eğitim: Aranessa, prensliğinde geçirdiği yıllar boyunca görgü, zarafet ve siyaset üzerine kapsamlı bir eğitim almıştır. Bu sayede, soyluların arasındaki ince dengeyi, protokolleri ve üst sınıfın örtük dilini ustalıkla kavrar. Konuşmalarında seçtiği kelimeler özenlidir; gerektiğinde yumuşak ve ikna edici, gerektiğinde sert ve otoriter bir ton kullanabilir. Resmi toplantılarda, ziyafet sofralarında ya da saray entrikalarının ortasında nasıl davranılması gerektiğini bilir. Üst tabakadaki bireylerle rahatlıkla uyum sağlayabilir, onların dilinden konuşur ve çoğu zaman kendi konumunu olduğundan daha yüksek gösterebilir. Bu eğitim, yalnızca görgü kurallarıyla sınırlı değildir; Aranessa aynı zamanda diplomasi, güç dengesi ve ikili ilişkiler konusunda da oldukça bilinçlidir. Bu da onu hem bir konuşmacı hem de stratejik bir müzakereci yapar.

İşkence ve Zihin Çözme: Kurbanlarını nasıl kıracağını çok iyi bilir. Fiziksel ya da sözlü işkenceyle, kişiyi yavaş yavaş ruhsal olarak parçalama konusunda ustadır.
User avatar
Zasetsu
Site Admin
Posts: 31
Joined: Mon Jun 30, 2025 12:18 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Zasetsu »

Evren temelinde her şeyin serbest olması hususunda fikirlerim aynı ancak bunu belirli bir konsept çerçevesinde yürütmek istiyorum açıkçası. Karakter şu haliyle bir değil çokça konsepte yönelmiş durumda. Kan büyücüsü, sisten bir vücuda sahip, kılıç ustası, istediği şeylere ve onların anılarındaki şeylere dönüşebiliyor.

Güçlü olmanda herhangi bir problem yok sadece senin oynayabileceğin benim ise oynatabileceğim bir konsepte çevirmeni isteyeceğim.
User avatar
Aranessa Saltspite
Tamanthar
Tamanthar
Posts: 14
Joined: Wed Jul 23, 2025 5:17 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Aranessa Saltspite »

Başlangıç Konumu: Dariavarth Eghianos ile birlikte ana karaya doğru yolculuk etmektedir.

Başlangıç Ekipmanı:
Solmuş Çay Seti:
Geçmişine bir bağ, bir törensellik taşıyan, yanında sürekli taşıdığı eski ama özenli porselen çay takımı.

Kopuk Parmak:
Aranessa'nın şu an sahip olduğu görünüme ait parmaktır, sahibi çoktan ölmüştür. Aranessa dilediği vakit bu parmağa dokunarak sahip olduğu görünüme tekrardan dönüşebilir. İç cebinde mumyalanmış bir vaziyette bulunmaktadır.

Savaş ve Diğer Yetenekler:

Sis Beden:
Aranessa'nın gerçek ve öz bedeni, maddi dünyaya bağlı olmayan, sürekli hareket eden karanlık bir sis bulutundan oluşur. Bu form, yoğun ve koyu bir pus halindedir; içinde hafifçe kıpırdayan gölgeler ve içten parıldayan loş kırmızı ışıklar görünür. Sis bulutu, mistik bir şekilde insan formunu andıran belirgin bir siluete sahiptir; kafa, gövde, kollar ve bacaklar netçe ayırt edilebilir, ancak detaylar bulanık ve sürekli değişkendir.

Aranessa, bu sis beden formundayken üzerindeki kıyafetleri taşıyabilir; pelerini, zırhı veya diğer giysileri sanki görünür bir iskeletin üzerine konmuşçasına kavrayabilir. Ancak sis bedenin maddesel yoğunluğu oldukça düşük olduğu için, fiziksel olarak nesneleri kavrayıp kaldırmak veya ağır eşyaları taşımak gibi büyük bir kuvvete sahip değildir. Ellerinin ve kollarının şekli daha çok sisin yoğunlaşmasıyla oluşan illüzyon gibidir; sert ve somut değildir.

Bu form, Aranessa’ya olağanüstü bir çeviklik ve esneklik sağlar; fiziksel engellerden geçebilir, dar alanlarda süzülebilir ve normal bir bedenin sahip olamayacağı şekilde şekil değiştirebilir. Ancak, bu bedensel yapının zayıf noktası, somut dünyadaki fiziksel etkiler karşısında savunmasız olmasıdır; fiziksel saldırılar sis formuna doğrudan zarar vermez ama büyülü etkilerle veya direkt olarak büyülerle zarar görebilir.

Sis Beden, Aranessa'nın öz benliğinin somutlaşmamış hali olarak, onun hem varlığının hem de gücünün kaynağıdır. Bu nedenle, insan formu ya da başka şekillere bürünmüş olsa bile, gerçek gücü ve mistik doğası bu sis bedeninde gizlidir.

Şekil Değiştirme:
Aranessa, temas ettiği canlıların —ister yaşayan ister ölü olsun— bedenlerini kusursuzca kopyalayabilme yeteneğine sahiptir. Bu dönüşüm hemen gerçekleşmek zorunda değildir; dokunduğu canlıya dönüşmek için kendisine birkaç dakika süre tanır.

Aranessa, kopyaladığı görünümü istediği kadar uzun süre koruyabilir; bu süreçte zamana bağlı bir sınır yoktur. Dilediği anda görünümünü bozup gerçek formuna geri dönebilir. Dönüşümlerde yalnızca görüntü ve ses taklidi yapar; dönüşülen varlığın fiziksel güç, dayanıklılık gibi niteliklerini kazanamaz. Bu yüzden Aranessa’nın gücü ve dayanıklılığı her zaman kendi doğasına bağlıdır. Ayrıca dönüşüm sırasında zihinsel yükün artması sebebiyle art arda yapılan çok sayıda dönüşüm Aranessa’yı yorgun düşürebilir.

Kabus Dokunuşu:
Aranessa, kafasını avuç içiyle tuttuğu hedefin zihnine doğrudan nüfuz ederek, bilinçaltında bastırılmış ve karanlık korkularını ortaya çıkarma gücüne sahiptir. Bu dokunuş, sadece fiziksel bir temas değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel bir bağ kurma eylemidir. Temas anında, hedefin zihnindeki en derin, en karanlık kabuslar ve korkular canlanır; gerçeklikle hayal arasındaki sınırlar bulanıklaşır.

Hedef, sanki kendi içinde yaşayan en karanlık kabuslarla yüzleşiyormuş gibi bir halüsinasyon zincirine girer. Bu halüsinasyonlar o kadar gerçekçi ve yoğun olur ki, kişi gerçek dünyadan kopar, etrafındaki her şeyi korku dolu birer gölge olarak algılar. Görüntüler değişken, rahatsız edici ve korkutucu sahnelerden oluşur; eski travmalar, bilinmeyen dehşetler veya aklın sınırlarını zorlayan çarpık figürler.

Bu etki yalnızca zihinsel bir işkence olmakla kalmaz, zamanla hedefin akıl sağlığını da zayıflatır. Uzun süre maruz kalındığında, kişide deliliğe varan belirtiler, şiddetli paranoyalar ve kalıcı psikolojik bozukluklar ortaya çıkabilir. Kabus Dokunuşu’nun etkisi altında, hedefin gerçeklikle bağları kopar; rüyalar ve kabuslar arasındaki farkı ayırt edemez hale gelir.

Aranessa bu yeteneği kullanırken büyük bir konsantrasyon ve enerji harcar; çünkü doğrudan zihne müdahale etmek, hem kendi ruhsal direncini hem de hedefin zihinsel savunmalarını aşmayı gerektirir.

Manipülasyon ve İkna: Aranessa, kelimelerin gücünü ustaca kullanarak karşısındakini kolayca etkileme ve yönlendirme becerisine sahiptir. Gerçekleri ve yalanları öyle ustalıkla harmanlar ki, muhatabı onun hangi cümlede samimi, hangi cümlede aldatıcı olduğunu ayırt edemez. Sakin ve kendinden emin tavrıyla, önce yüzeysel bir güven duygusu inşa eder; böylece insanlar ona içtenlikle açılır, sırlarını paylaşır ve hareketlerini ona göre şekillendirir.

Diplomatik Eğitim: Aranessa, prensliğinde geçirdiği yıllar boyunca görgü, zarafet ve siyaset üzerine kapsamlı bir eğitim almıştır. Bu sayede, soyluların arasındaki ince dengeyi, protokolleri ve üst sınıfın örtük dilini ustalıkla kavrar. Konuşmalarında seçtiği kelimeler özenlidir; gerektiğinde yumuşak ve ikna edici, gerektiğinde sert ve otoriter bir ton kullanabilir. Resmi toplantılarda, ziyafet sofralarında ya da saray entrikalarının ortasında nasıl davranılması gerektiğini bilir. Üst tabakadaki bireylerle rahatlıkla uyum sağlayabilir, onların dilinden konuşur ve çoğu zaman kendi konumunu olduğundan daha yüksek gösterebilir. Bu eğitim, yalnızca görgü kurallarıyla sınırlı değildir; Aranessa aynı zamanda diplomasi, güç dengesi ve ikili ilişkiler konusunda da oldukça bilinçlidir. Bu da onu hem bir konuşmacı hem de stratejik bir müzakereci yapar.

İşkence ve Zihin Çözme: Kurbanlarını nasıl kıracağını çok iyi bilir. Fiziksel ya da sözlü işkenceyle, kişiyi yavaş yavaş ruhsal olarak parçalama konusunda ustadır.
User avatar
Zasetsu
Site Admin
Posts: 31
Joined: Mon Jun 30, 2025 12:18 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Zasetsu »

Onaylamanız durumunda aşağıdaki şekilde Külliyat'a işlenecek.

Muhafız Büyücü Altharion’un Kara Kaleminden
Aranessa Saltspite – Nefretin Dumanı, İhanetin Mirası
► Show Spoiler
Külliyat'ımın sayfalarına işleyeceğim her isim bir ibret hikayesi taşır, ancak Aranessa Saltspite'ınki gibi nadiren bu denli trajik ve korkutucudur. O, bir zamanlar Lyria'nın narin bir prensesiymiş; ailesi, tahtı ve sadık adamlarının ihanetiyle her şeyini yitirmiş bir ruh. En güvendiği adamı tarafından sırtından bıçaklanıp bir nehrin azgın sularına bırakılana dek, yaşamın neşe getirdiğine inanırmış. Ama nehir onu yutmamış, tam aksine bu dünyadaki nefreti körüklemiş.

Onu asıl korkunç kılan, Tanrıkıran'ın o lanetli gecesidir. Ordusuyla birlikte Lyria'yı kuşatırken, dağlardan gelen karanlık onları da yutmuş. Herkes çığlıklarla can verirken, Aranessa'nın ruhu o korkunç güce direnmiş, çöküş anında bedeni eriyerek bir sis bulutuna dönüşmüş. O, bir iblisin dölü değil; insan nefretinin, ihanetinin ve sadizminin ruhani bir tezahürüdür. Fiziksel bir formdan çok, bir fikirdir artık. Yüzüne gülünmüş bir prensesin, canını yakan bir hayduta dönüşen, ardından ise bu dünyaya olan tüm inancını yitiren bir insanın hikayesi...

Şimdi lanetli bir formda, fiziksel olarak dokunamayan ama zihinlere kabuslar dokuyan bir varlık. Temas ettiği her canlının kılığına girebilir; bir çocuğun masumiyetiyle konuşur, bir kadının çaresizliğiyle ağlar, ama ardında bıraktığı tek şey yıkım ve kaos olur. Onun en büyük zevki, kurbanlarının ruhsal olarak parçalandığını izlemektir. Merhamet veya empati, bu varlık için çoktan unutulmuş birer kelime. Onun için işkence bir cezalandırma değil, bir sanattır; kurbanın en derin korkularını bulup umudunu paramparça etme sanatıdır. Bu, Zhaar'ın bile belki bu denli kişiselleştirmediği, insanın kendi içindeki karanlığın nihai tezahürüdür.

Yakın zamanda, kendi gibi bu dünyanın kanunlarını hiçe sayan bir başka anomaliyle, 'Davet Edilmeyen' Dariavarth ile ortaklık kurmuş. Dariavarth'ın yüzen şehri Tamanthar, Aranessa'nın kaosu arzulayan hedeflerine hizmet ediyor. O, Velatria'da kralların hükmetmediği, tanrıların sustuğu, düzenin yerini mutlak anarşinin aldığı bir diyar yaratmak istiyor. Bu, onun için intikamın nihai biçimi; hem insanlıktan hem de bu hale gelmesine sebep olan Tanrıkıran'dan bir intikamdır. Bu iki yaralı ruhun, bu iki 'Davet Edilmeyen'in bir araya gelmesi, bu çağın en tehlikeli birlikteliklerinden biri olabilir. Biri bedeniyle, diğeri ruhuyla dünyayı yakıp yıkmak istiyor. Külliyat'ımın sayfalarına, bu iki karabasandan yayılan yeni bir dehşet yazılıyor...
User avatar
Aranessa Saltspite
Tamanthar
Tamanthar
Posts: 14
Joined: Wed Jul 23, 2025 5:17 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Aranessa Saltspite »

Onayladım.
User avatar
Zasetsu
Site Admin
Posts: 31
Joined: Mon Jun 30, 2025 12:18 pm

Re: Aranessa Saltspite

Post by Zasetsu »

Onaylanmıştır.

İlgili külliyat kaydına buradan, karakterinizin bilgi birikimine dair sorularınız için yankı odasına buradan erişebilirsiniz.

İyi oyunlar dilerim.
Locked