Maxwell

[GM-Velatria]

Maxwell'e ait yankı odası.

[Maxwell]

Maxwell büyütutmaz fakat bu büyütutmazlık ne kadar etkili? Büyülü hançerler normal hançer gibi mi saplanıyor etine? Büyülü yaratıkların pençe diş gibi fiziksel saldırıları fiziksel olduğu için etine geçer mi yoksa büyüden oluşmuş yaratık olduğundan onlar da kayıp gider mi? Veya bir ejderhanın ateş nefesi onu yakabilir mi? Büyülü yaratıkları bu dünyaya bağı onlara temas ederek kesebilir mi?

Büyük şehirlerin onları koruyan büyülü bariyerleri, tılsımları, efsunları var küçük yerleşkeler genel olarak kendilerini nasıl koruyorlar?

Maxwell büyü ve ayin karşıtı tarikatların ve misyonerlerin durumunu hakkında ne biliyor? Onun radikal görüşlerini paylaşanlar ne kadar kalabalık ve etkili?

Diyarın farklı yerlerinde konuşulan diller var mı yoksa sadece bir ortak dil mi var?

[GM-Velatria]

Çelişkili bir soru.

Konu büyü olunca cümlenin gidişatı binlerce dala ayrılabilir. Diyar bilinen ve bilinmeyen bir çok büyü ile dolu. Sahirkıran'ın ne kadar 'Büyütutmaz' olduğu da meçhul. Zira şimdiye dek, sadece karşılaştığı büyülerin onda etkisi olmadığını biliyor. Onu etkileyecek kudrette büyüler veya büyülü eşyalar var mıdır? Bilinmez. Büyü dediğimiz şey; insan aklının alamayacağı veya açıklayamayacağı şeyler ise şayet insan aklının alamayacağı şeyler yine mümkündür. Genel bir teraziye koyacaksak bu gücü, muhtemelen büyünün kaynağını öğrenmek yararlı olacaktır. Zhaar'ın gelişiyle birlikte hayat bulan yaratıklar 'büyülü' değildir, ancak büyü yapacak kudrete sahiptir. Büyü ile dolu eşyaları elde edecek kadar da zekidir. Büyülü eşyalar ise gücünü, ona bu büyüyü bahşedenlerden alır. Sahirkıran bu büyüleri tutar mı? Yine bilinmez. Bir ejderhanın kasıp kavuran nefesi büyü müdür? Onu ilk kez görenler için evet, ejderhalarla büyüyen biri için hayır. Fakat büyü ile diriltilmiş bir ejderhanın nefesi büyülü müdür? Belki.

Küçük yerleşkeler de büyülü bariyerlere, tılsımlara ve efsunlara sahip olabilir. Bu tarz ufak yerleşkeler genelde korumalarını tek bir kişiye bağlar. Zhaar'ın istilası sonrası ülkeler her topluluktan seçkin kişilere eğitim vererek dış bölgelerin güvenliğini sağlamak adına adımlar attı. Kimi topraklara büyüyle haşır neşir kişileri yerleştirdi, kimi yerlerde köylülerden askeri bölükler oluşturdu. Her yerleşim öyle ya da böyle kendini en azından bir gece baskınından koruyacak kadar güvenliğe sahip. Olmayanlar ise çoktan yok olanlar.

Büyü karşıtı insanlar bulmak zor. Evet Zhaar'ın gelişi sonrası büyüye bir tepki doğdu. Ancak her karanlığın bir aydınlığı da var. Kara büyü dünyayı bu hale getirdi, aydınlık ise dengeledi. Bu nedenle çok itiraz eden olmadı. Bu tarz tarikatlara dair bir bilgin yok, misyonerler varsa neredeler n'aparlar bilmezsin.

Zhaar'ın gelişinden önce birden fazla dil bilinir ve konuşulurdu. Özellikle kuzeyde, çölün derinliklerinde konuşulan mistik bir dil mevcuttu. Şimdilerin Demirkalb'inde boğazdan konuşulan bir dil bilinirdi. Zirhun kendi karanlık lisanına sahipti. Şimdilerde Gölgeburç'un hüküm sürdüğü topraklarda daha yumuşak ve şu an kullanılan ortak dilin temeli olan bir dil vardı. Zhaar'ın yükselişi sonrası bu diller unutuldu. Birden silinmedi elbette ancak artık ülkeler, sınırlar önemli değildi. Her insan birbirine muhtaçtı, anlaşabilmek için ortak bir dil üzerinde ilerledi tarih. Eski lisanları konuşanlar hala köhne yerlerde var.