Karakter Yaratım Formu - Aşama 1
Karakter Adı: Lorcan Sunstring
Karakter Geçmişi
Kendi kökenine dair bulabildiği en eski bilgi iki taraftan da büyük anne ve büyük babalarının Valmora Krallığı’nın sivil vatandaşları olduklarıdır. Anne ve babası Tanrıkıran sonrası Velatria’nın sakinleşmesiyle M.S. 13 yılı dolaylarında evlenip kendisini M.S. 15 yılında dünyaya getirmiştir. O dönemlerde yeni kurulmakta olan Gölgeburç şehrine altyapı sağlayabilmek amacıyla tüm tanıdık ve akrabalarıyla kurdukları komünle birlikte Kara Çam Ormanı’nın girişinde, Kaltmir Göleti’nin yanına kurulu olan Dörteller Köyü’nü inşa etmişlerdir.
Köy hayatı genel olarak odun toplayıp, yenilebilecek hayvanları avlayıp, lanetli suların dinginleşmesini bekledikten sonra çamaşır ve temizlik ihtiyaçlarını karşılamakla ve elde fazla kalan malzemeleri haftada bir kez gelen arabayla Gölgeburç’a geri yollamaktan ibaretti. Dörteller köylüleri basit ama tehlikeli bir yaşamı, kökeninde yer buldukları bir şehre fayda sağlamak idealiyle sürdüren ufak bir topluluktu.
Köy yaşamı sırasında izcilik ve avcılık yetenekleriyle topluluğa katkı sağlayan Lorcan, ergenlik yıllarının sonlarına yaklaştığında köylerine uğrayan bir mukaddes savaşçılar topluluğu olan Mukaddes Altın Işık Teşkilatı ile tanışmıştır. Köyün su kaynağı olan Kaltmir Göleti’nin Bataklık Hışırtısı sorununa bir karşılık beklemeden yardımcı olan bu topluluk, Lorcan’ın hayatının hedefini belirlemesine sebep olmuştur. Canı pahasına Velatria’yı boğan karanlıkla savaşmaya ant içmiş bu ışık saçan insanlar, gözle görülebilecek en havalı şeylerdi. Onlar köyden ayrılmadan kararını veren Lorcan, bu topluluğa katılarak köyden ayrılmış ve mukaddes bir savaşçı olma yolunda ilk adımını atmıştır.
Yirmili yaşlarıyla birlikte Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'na Işıkarayan olarak katılan Lorcan, çömezliğini yenebilmek için topluluğun zorlu sınavlarını geçmeyi amaç edinmişti. Kendisine ilk olarak öğretilen ve anlamakta zorlandığı şey inanç olmuştu. Doğup büyüdüğü köyde böyle bir inanış var olmadığından temel kalıplarda zorlanmış, Işığın Tanrısı Lucerion ile tanışması uzun sürmüştür. Bu yüzden uzun süre Işıksız rütbesinde takılı kalmıştır. İnanmayı, dua etmeyi, ayin yapmayı öğrendikten sonra Lucerion kendisini ışığı ile kutsamış ve büyülü güçlerini uyandırmıştır.
Büyülü güçleri uyandıktan sonra topluluğun geleneği olarak kendisine bir soyad seçmesi gerekmiş, savaş stiliyle uyumlu olarak önerilen Sunstring soyadına itiraz etmeden kabul etmiştir. 25 yaşına geldiğinde ismi artık Lorcan Sunstring olmuştur ve Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'nın tam bir üyesi, bir Işıktaşıyan'ıdır. Artık yanına kendisinin önceki zamanları gibi topluluğun Lucerion tarafından henüz kutsanmamış üyelerini alarak görevlere öncülük edebilme yetkisini kazanmıştır. Köy yaşamında edindiği ve hayvan avlamak için kullandığı izcilik ve okçuluk yeteneklerini artık gölge yakalamak ve avlamak için kullanıyor, kendi öğrencilerini yetiştiriyordu. Başarılı liderliği sayesinde kısa sürede Işıkeren rütbesine erişmiş ve Işıkarayanlara da önderlik etmeye başlamıştır.
Topluluğun kurucusu ve tek başına organizasyonun tamamını yöneten Işıktutan'ı Gildor Lightbringer M.S. 45 yılında öldüğünde yerine kimin geçeceğinin tartışması Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'nı epey karıştırdı. Sonuç olarak Gildor ölmeden önce kendisine bağlı çalışan 3 Işıkbükenlerin hepsinin Işıktutan rütbesine erişmesi ve kararların yuvarlak bir masa çevresinde verilmesi kararlaştırıldı. Işıktutanların birleşmesine de ismini yaşatmak için Gildor Konseyi ismi verildi. Böylece topluluk merkeziyetsiz hareket edebilir hale geldi. Bu da istendiğinde toplanılmasını biraz zorlaştırmış olsa da esneklik ve iç çatışmalar oluşmasına karşı kolaylık sağladı. Tüm bunların doğurduğu sonuç, Lorcan’ı da Işıkbüken seviyesine yükseltip artık daha yetkin mukaddes savaşçılara liderlik edebilme yetkisini vermişti.
Gildor’un ölümünün üzerinden geçen beş yılda topluluk artık konargöçer yaşayamayacak kadar kalabalıklaşmıştır. Sadece tam üyeler 50 kişiyi geçmiş, Işıkarayan ve Işıksızlarla birlikte sayıları seksenleri bulan bir kalabalık grup haline gelmişlerdir. Gildor Konseyi’nin kararıyla grubun kalesinin inşa edileceği müsait bir alan ve yeterli malzeme bulunana kadar Sır Limanı ve yakınlarında kurulan kampta ikamet edilecekti. Görevli grupların ulaşımlarını ve toplanmaya çalışılan malzemeyi bulmak, Sır Limanı’nın sağladığı lojistik avantajla daha kolay olacaktı.
Kişiliği
Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'na dahil olduktan sonra edindiği Lucerion inancı, kendisine sunduğu güçleri ve en önemlisi hayat amacıyla Lorcan’ın benliğinin temelini oluşturmuştur. İnsanları bulunduğu dünyanın kötülüğünden kurtarmak, bu topraklarda yeniden güzel günlere uyanmak, şafağı geri getirmek kendisinin en büyük amacıdır. Bu amaç doğrultusunda dahil olduğu organizasyonla birlikte çalışmak da yapabileceği en büyük hizmettir.
Organizasyon hedefleri doğrultusunda hareket etmek onun için hiçbir zaman yeterli olmamıştır. İnancını çok uzun sürede konsolide ettiği için yavaş başladığı rütbe yükselme işinde kendi denklerine kıyasla çok kısa sürede bulunduğu konuma gelmesi de kendi yeni yollar araması sayesindedir. Sunduğu yöntemler ve detaylarla başta üstlerinin ilgisini çekmiş, kendisi üst seviyelere ulaştıkça ürettiği görev ve sorumluluklarla her zaman yapılabilecek işler olduğunu denklerine kanıtlamıştır.
Kendi ürettiği, organizasyonun bazı taraflarınca hoş karşılanmayan yöntemlerinden biri de parlak ve dikkat çekici giyimidir. Bu giyimi sayesinde çevresindeki insanlara orada olduğunu gösterip, korkmamalarını öğütlemektedir. Kendisini görünce her an gerçekleşebilecek bir gölge saldırısı durumunda güvende olduklarını hissettirmek, Lorcan için kendini gerçekleştirmenin küçük bir parçasıdır.
Mukaddes Altın Işık Teşkilatı öğretileri doğrultusunda herkesin karakterinde sarsılmaz bir cesaret vardır. Nihai hedefi gölgelerle savaşmak, hepsini Velatria’dan süpürmek olan insanlar için her an her şey normaldir. Korkuyu tanımazlar. Ölüm bile onlar için korkutucu değildir. Tek tutkuları gölge avlamak ve Kıran söndürmektir. Hiçbir kötülüğü gerçekleştirmez, içlerinde bile tutmazlar. Birilerinin kötülüğünü isteyerek hareket etmek aforoz sebebidir. Organizasyon öğretilerince insanlara her zaman merhamet edilmeli, gölgeler görüldüğü yerde yok edilmelidir.
Genel tavrı durgun ama neşelidir. Norm yüz ifadesi dışarıdan bakıldığında hüzünlü sanılabilecek tebessüm halidir. Ancak bu Lorcan’ın mutluluğudur. Aktif savaş alanında olmadığı her an mutlu olunacak bir şeyler vardır. Hareketsizlikteki huzur, kutsal yolda başarılı olunduğunun göstergesidir. İblis görmeden geçirilen her gün insanın neşesini katlar.
Doğal bir liderdir. Başarısızlıkların sonucu ağır olsa da hatayı öğrencilerinde değil kendinde bulur. Her zaman çevresindekileri geliştirmek ve kullanmak için bir yol bulmaya çalışır. Organizasyonun yapacağı en ufak yardımın dahi değerli olduğu görüşündedir.
Ahlaki Yönelimi
Işık Tanrısı Lucerion’a olan inancıyla Tanrıkıran ile Velatria’ya musallat olmuş gölgelerin tamamının yok edilmesi gerektiği yönünde dogmatiktir. İnancının getirdiği güç ve dahil olduğu organizasyonun değerleriyle bunu başarabileceğine emindir.
Karakter Görünümü
Kaşlarıyla aynı renk parlak kumral saçları, açık kahverengi gözlerini tamamlamaktadır. Bu ahengi bozan kocaman ve ucu yuvarlak burnu, sivri ucu aşağı bakan üçgen favorileriyle suratına katlanılabilir bir asimetri katmaktadır. Her zaman sinekkaydı tıraş olmuş gibi gözüken ama aslında genetik olarak çıkmayan sakalları, üzerindeki parlamanın başlangıcıdır. Ortalama boyutlarda ama yapılı olduğu zırhını taşıyabilmesinden belli vücudu, gösterişli kıyafetleriyle girdiği her ortamda tüm gözleri üzerine çeker. Beyaza boyanmış deriden yapılma zırhına işlenmiş güneş sembolleri, altın renkteki pelerini, küpeleri, yayıyla çevresindeki insanların kendine bakmasını sağlar. Tüm bu detaylar ve gösteriş eğer yeterli olmazsa yayın geyik boynuzları şeklinde uzanan uçları kendisine daha da ilgi çekicilik katmaktadır. Ayrıca her ihtimale karşı normal boyutlarda standart bir kılıcı yanında taşır. Pantolonu, zırhının etek kısmı, çizmeleri dahil tepeden tırnağa insan ilgisini çekmek amaçlı giyinir. Belinin arka kısmındaki çok amaçlı çantası dışarıdan gözükmeyecek açıda asılı durur.
Karakter Hedefi
Lorcan’ın nihai hedefi Lucerion’dan aldığı güçle Velatria’daki tüm gölgeleri yok edip bu topraklar üzerinde yeniden şafağın sökeceği günü insanlara yaşatmaktır. Bunun için çevresindeki insanları güvende tutması, geliştirmesi, onlarla bağ kurup örgütlenmesi gerektiğini düşünür. İnsanlara gücünü ve güvenilirliğini kanıtlayarak kendilerine rahatlık sağlamak ister.
Karakter Adı: Lorcan Sunstring
Karakter Geçmişi
Kendi kökenine dair bulabildiği en eski bilgi iki taraftan da büyük anne ve büyük babalarının Valmora Krallığı’nın sivil vatandaşları olduklarıdır. Anne ve babası Tanrıkıran sonrası Velatria’nın sakinleşmesiyle M.S. 13 yılı dolaylarında evlenip kendisini M.S. 15 yılında dünyaya getirmiştir. O dönemlerde yeni kurulmakta olan Gölgeburç şehrine altyapı sağlayabilmek amacıyla tüm tanıdık ve akrabalarıyla kurdukları komünle birlikte Kara Çam Ormanı’nın girişinde, Kaltmir Göleti’nin yanına kurulu olan Dörteller Köyü’nü inşa etmişlerdir.
Köy hayatı genel olarak odun toplayıp, yenilebilecek hayvanları avlayıp, lanetli suların dinginleşmesini bekledikten sonra çamaşır ve temizlik ihtiyaçlarını karşılamakla ve elde fazla kalan malzemeleri haftada bir kez gelen arabayla Gölgeburç’a geri yollamaktan ibaretti. Dörteller köylüleri basit ama tehlikeli bir yaşamı, kökeninde yer buldukları bir şehre fayda sağlamak idealiyle sürdüren ufak bir topluluktu.
Köy yaşamı sırasında izcilik ve avcılık yetenekleriyle topluluğa katkı sağlayan Lorcan, ergenlik yıllarının sonlarına yaklaştığında köylerine uğrayan bir mukaddes savaşçılar topluluğu olan Mukaddes Altın Işık Teşkilatı ile tanışmıştır. Köyün su kaynağı olan Kaltmir Göleti’nin Bataklık Hışırtısı sorununa bir karşılık beklemeden yardımcı olan bu topluluk, Lorcan’ın hayatının hedefini belirlemesine sebep olmuştur. Canı pahasına Velatria’yı boğan karanlıkla savaşmaya ant içmiş bu ışık saçan insanlar, gözle görülebilecek en havalı şeylerdi. Onlar köyden ayrılmadan kararını veren Lorcan, bu topluluğa katılarak köyden ayrılmış ve mukaddes bir savaşçı olma yolunda ilk adımını atmıştır.
Yirmili yaşlarıyla birlikte Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'na Işıkarayan olarak katılan Lorcan, çömezliğini yenebilmek için topluluğun zorlu sınavlarını geçmeyi amaç edinmişti. Kendisine ilk olarak öğretilen ve anlamakta zorlandığı şey inanç olmuştu. Doğup büyüdüğü köyde böyle bir inanış var olmadığından temel kalıplarda zorlanmış, Işığın Tanrısı Lucerion ile tanışması uzun sürmüştür. Bu yüzden uzun süre Işıksız rütbesinde takılı kalmıştır. İnanmayı, dua etmeyi, ayin yapmayı öğrendikten sonra Lucerion kendisini ışığı ile kutsamış ve büyülü güçlerini uyandırmıştır.
Büyülü güçleri uyandıktan sonra topluluğun geleneği olarak kendisine bir soyad seçmesi gerekmiş, savaş stiliyle uyumlu olarak önerilen Sunstring soyadına itiraz etmeden kabul etmiştir. 25 yaşına geldiğinde ismi artık Lorcan Sunstring olmuştur ve Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'nın tam bir üyesi, bir Işıktaşıyan'ıdır. Artık yanına kendisinin önceki zamanları gibi topluluğun Lucerion tarafından henüz kutsanmamış üyelerini alarak görevlere öncülük edebilme yetkisini kazanmıştır. Köy yaşamında edindiği ve hayvan avlamak için kullandığı izcilik ve okçuluk yeteneklerini artık gölge yakalamak ve avlamak için kullanıyor, kendi öğrencilerini yetiştiriyordu. Başarılı liderliği sayesinde kısa sürede Işıkeren rütbesine erişmiş ve Işıkarayanlara da önderlik etmeye başlamıştır.
Topluluğun kurucusu ve tek başına organizasyonun tamamını yöneten Işıktutan'ı Gildor Lightbringer M.S. 45 yılında öldüğünde yerine kimin geçeceğinin tartışması Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'nı epey karıştırdı. Sonuç olarak Gildor ölmeden önce kendisine bağlı çalışan 3 Işıkbükenlerin hepsinin Işıktutan rütbesine erişmesi ve kararların yuvarlak bir masa çevresinde verilmesi kararlaştırıldı. Işıktutanların birleşmesine de ismini yaşatmak için Gildor Konseyi ismi verildi. Böylece topluluk merkeziyetsiz hareket edebilir hale geldi. Bu da istendiğinde toplanılmasını biraz zorlaştırmış olsa da esneklik ve iç çatışmalar oluşmasına karşı kolaylık sağladı. Tüm bunların doğurduğu sonuç, Lorcan’ı da Işıkbüken seviyesine yükseltip artık daha yetkin mukaddes savaşçılara liderlik edebilme yetkisini vermişti.
Gildor’un ölümünün üzerinden geçen beş yılda topluluk artık konargöçer yaşayamayacak kadar kalabalıklaşmıştır. Sadece tam üyeler 50 kişiyi geçmiş, Işıkarayan ve Işıksızlarla birlikte sayıları seksenleri bulan bir kalabalık grup haline gelmişlerdir. Gildor Konseyi’nin kararıyla grubun kalesinin inşa edileceği müsait bir alan ve yeterli malzeme bulunana kadar Sır Limanı ve yakınlarında kurulan kampta ikamet edilecekti. Görevli grupların ulaşımlarını ve toplanmaya çalışılan malzemeyi bulmak, Sır Limanı’nın sağladığı lojistik avantajla daha kolay olacaktı.
Kişiliği
Mukaddes Altın Işık Teşkilatı'na dahil olduktan sonra edindiği Lucerion inancı, kendisine sunduğu güçleri ve en önemlisi hayat amacıyla Lorcan’ın benliğinin temelini oluşturmuştur. İnsanları bulunduğu dünyanın kötülüğünden kurtarmak, bu topraklarda yeniden güzel günlere uyanmak, şafağı geri getirmek kendisinin en büyük amacıdır. Bu amaç doğrultusunda dahil olduğu organizasyonla birlikte çalışmak da yapabileceği en büyük hizmettir.
Organizasyon hedefleri doğrultusunda hareket etmek onun için hiçbir zaman yeterli olmamıştır. İnancını çok uzun sürede konsolide ettiği için yavaş başladığı rütbe yükselme işinde kendi denklerine kıyasla çok kısa sürede bulunduğu konuma gelmesi de kendi yeni yollar araması sayesindedir. Sunduğu yöntemler ve detaylarla başta üstlerinin ilgisini çekmiş, kendisi üst seviyelere ulaştıkça ürettiği görev ve sorumluluklarla her zaman yapılabilecek işler olduğunu denklerine kanıtlamıştır.
Kendi ürettiği, organizasyonun bazı taraflarınca hoş karşılanmayan yöntemlerinden biri de parlak ve dikkat çekici giyimidir. Bu giyimi sayesinde çevresindeki insanlara orada olduğunu gösterip, korkmamalarını öğütlemektedir. Kendisini görünce her an gerçekleşebilecek bir gölge saldırısı durumunda güvende olduklarını hissettirmek, Lorcan için kendini gerçekleştirmenin küçük bir parçasıdır.
Mukaddes Altın Işık Teşkilatı öğretileri doğrultusunda herkesin karakterinde sarsılmaz bir cesaret vardır. Nihai hedefi gölgelerle savaşmak, hepsini Velatria’dan süpürmek olan insanlar için her an her şey normaldir. Korkuyu tanımazlar. Ölüm bile onlar için korkutucu değildir. Tek tutkuları gölge avlamak ve Kıran söndürmektir. Hiçbir kötülüğü gerçekleştirmez, içlerinde bile tutmazlar. Birilerinin kötülüğünü isteyerek hareket etmek aforoz sebebidir. Organizasyon öğretilerince insanlara her zaman merhamet edilmeli, gölgeler görüldüğü yerde yok edilmelidir.
Genel tavrı durgun ama neşelidir. Norm yüz ifadesi dışarıdan bakıldığında hüzünlü sanılabilecek tebessüm halidir. Ancak bu Lorcan’ın mutluluğudur. Aktif savaş alanında olmadığı her an mutlu olunacak bir şeyler vardır. Hareketsizlikteki huzur, kutsal yolda başarılı olunduğunun göstergesidir. İblis görmeden geçirilen her gün insanın neşesini katlar.
Doğal bir liderdir. Başarısızlıkların sonucu ağır olsa da hatayı öğrencilerinde değil kendinde bulur. Her zaman çevresindekileri geliştirmek ve kullanmak için bir yol bulmaya çalışır. Organizasyonun yapacağı en ufak yardımın dahi değerli olduğu görüşündedir.
Ahlaki Yönelimi
Işık Tanrısı Lucerion’a olan inancıyla Tanrıkıran ile Velatria’ya musallat olmuş gölgelerin tamamının yok edilmesi gerektiği yönünde dogmatiktir. İnancının getirdiği güç ve dahil olduğu organizasyonun değerleriyle bunu başarabileceğine emindir.
Karakter Görünümü
Kaşlarıyla aynı renk parlak kumral saçları, açık kahverengi gözlerini tamamlamaktadır. Bu ahengi bozan kocaman ve ucu yuvarlak burnu, sivri ucu aşağı bakan üçgen favorileriyle suratına katlanılabilir bir asimetri katmaktadır. Her zaman sinekkaydı tıraş olmuş gibi gözüken ama aslında genetik olarak çıkmayan sakalları, üzerindeki parlamanın başlangıcıdır. Ortalama boyutlarda ama yapılı olduğu zırhını taşıyabilmesinden belli vücudu, gösterişli kıyafetleriyle girdiği her ortamda tüm gözleri üzerine çeker. Beyaza boyanmış deriden yapılma zırhına işlenmiş güneş sembolleri, altın renkteki pelerini, küpeleri, yayıyla çevresindeki insanların kendine bakmasını sağlar. Tüm bu detaylar ve gösteriş eğer yeterli olmazsa yayın geyik boynuzları şeklinde uzanan uçları kendisine daha da ilgi çekicilik katmaktadır. Ayrıca her ihtimale karşı normal boyutlarda standart bir kılıcı yanında taşır. Pantolonu, zırhının etek kısmı, çizmeleri dahil tepeden tırnağa insan ilgisini çekmek amaçlı giyinir. Belinin arka kısmındaki çok amaçlı çantası dışarıdan gözükmeyecek açıda asılı durur.
Karakter Hedefi
Lorcan’ın nihai hedefi Lucerion’dan aldığı güçle Velatria’daki tüm gölgeleri yok edip bu topraklar üzerinde yeniden şafağın sökeceği günü insanlara yaşatmaktır. Bunun için çevresindeki insanları güvende tutması, geliştirmesi, onlarla bağ kurup örgütlenmesi gerektiğini düşünür. İnsanlara gücünü ve güvenilirliğini kanıtlayarak kendilerine rahatlık sağlamak ister.