Kıranlar – İçlikâriler’in Kusmuğu
Velatria topraklarında büyünün muhafızı olan Runan Konseyi’nin sonraları “Kıran” adını vereceği bu yarıklar, ilk kez İçlikâriler’in dünyaya ayak basmasından yirmi yıl sonra belirdi. Ne bir gökyüzü işareti, ne bir kehanet uyarısı vardı. Kıranlar bir sabah çiğ gibi toprağın bağrında açıldı; karanlık bir niyetin, kelimelere dökülemeyen bir iradenin tezahürü olarak.
Her biri kendi içinde bir düzen taşırken, birbirleriyle hiçbir ortaklık göstermiyordu. Kimi kemik gibi bembeyaz, kimi içine yıldızlar çökmüş bir boşluk gibi simsiyah... Ortak tek yanları, gerçekliğe aykırı olmalarıydı. Tanımlanamazlardı. Kimi zamansa bir ağacın gövdesine musallat olurdu, kimi bir evin ocağına. İnsanların, arzuların, zaafların yakınına düşerlerdi — fakat sebepleri, örüntüleri yoktu.
Runan Konseyi bu portallara "Kıran" adını verdi. Çünkü sadece dünyayı delmekle kalmıyor, aynı zamanda düzenin yasalarını, yaşamın özünü ve ölümün kesinliğini de kırıyorlardı.
İlk Kıran, Kanlı Kral Kalesi'nin hemen dibinde belirdi. Nehrin kıyısında, kervanların geçiş noktasında. Önce toprağın tadı değişti. Sonra nehrin akışı ters döndü. Ardından bir göz belirdi gökyüzünde — dev, solgun, uykusuz bir göz. Yırtıktan çıkan ilk yaratıklar tanınamaz, tanımlanamaz şeylerdi: çığlık atmayan ağızlar, tersine akan zaman kabarcıkları, düşünce yiyen varlıklar.
İsimsiz Kral ve ordusu, bu yaratıklara karşı savaşa girişti. Ancak her saldırı, Kıran’ı kapatmak şöyle dursun, daha çok açtı. Ne kadar yaklaşıldıysa, Kıran o kadar kudurdu. Ve sonunda savaşı değil, kralı bizzat hedef aldı.
Runan Konseyi bu süreçte yalnızca büyüyle savaşmadı — onlar anlamaya çalıştı. Çünkü Kıran bir düşman değil, bir sonuçtu. Bir kehanetin, bir ahlaki çöküşün, bir kutsal yasak ihlalinin dışavurumuydu. Ve Kanlı Kral Kalesi'nin Kıranı, gücün kutsanmasına dair bir bedeldi.
Konsey, bir yıl süren savaşın sonunda İsimsiz Kral’a kendini öldürmesini önerdi. Çünkü Kıran’ın kökü, kralın kalbindeydi. Ve ne zaman kral güç arzusu, ölümsüzlük ve ün üzerine yemin etse, Kıran daha çok beslenmişti.
İsimsiz sustu. Ardından taçsız bir sabah doğdu.
Kıran, birkaç saat içinde kendi içine çöktü ve yok oldu.
Kıranların Doğası ve Günümüzdeki Bilgiler
Kıranlar, İçlikâriler’in iradesiz kudretinden fışkıran ve gerçekliği yarıp geçen doğaüstü yarıklardır. Ne klasik geçitlere benzerler ne de büyü kitaplarının satırlarında tarif edilen herhangi bir varoluş biçimine uyarlar. Her biri kendi iç yasasına göre var olur; kaotik değil, anlaşılması mümkün olmayan bir düzenle işlev gösterirler. Bazıları buz gibi bir sessizlik içinde beklerken, bazıları yankılarla dolu uğultular saçar. Kimi yıllarca hareketsiz kalır, bir tehdit belirtisi göstermezken, kimi bir haftada bütün bir bölgeyi karanlığa boğabilecek kadar hızlı büyür. Runan Konseyi, bu oluşumların salt kuvvetle veya büyüyle yok edilemeyeceğini keşfetmiştir. Çünkü Kıranlar yalnızca fiziksel birer tehdit değil, aynı zamanda ruhsal birer çöküştür.
Her bir Kıran, kendine özgü bir bağla çevresine tutunur. Bu bağ, çoğunlukla orada yaşayan halkın işlediği kolektif bir günah, bastırılmış bir korku ya da görmezden gelinen bir inanç bozukluğudur. Bir halkın arzusu, bir bireyin sapkın kararı ya da bir topluluğun suskunluğu, Kıran’ı besleyen ve onu dünyaya kök saldıran şeydir. Onlar açıldıkları yerde yaşamın yasasını, ölümün kesinliğini, zamanın akışını ve doğanın dengesini bozarlar. Fizik yasaları bükülür, doğa sapar, zaman yer yer donar ya da hızlanır. Gölgeler ters yöne akar, sesler gecikir ya da yankılanmaz. Bu alanlarda bitkiler kararır, hayvanlar canlıyken çürür, insanlar ise uykularında başka diyarlarda yaşar hâle gelir.
Kıranlar sıradan düşmanlar değildir ve onlarla savaşmak çoğu zaman onları yok etmek değil, büyütmek anlamına gelir. Ne kadar saldırı alırlarsa, o kadar azgınlaşır; ne kadar bastırılmaya çalışırlarsa, o kadar derinleşirler. Bu yüzden onları kapatmanın tek yolu, her birinin içindeki bağı, yani o çarpık arzuyu, bastırılmış korkuyu veya işlenmiş günahı çözmektir. Kimi zaman bir halkın büyük bir sırrı itiraf etmesi, kimi zaman bir bireyin kendini feda etmesi, günahıyla elde ettiğinden vazgeçmesi ya da yeminini bozması gerekebilir. Bu şartlar asla önceden bilinmez; ancak sezilir, araştırılır ve çoğu zaman bedel ödenmeden açıklığa kavuşmaz.
Runan Konseyi, bu tehditleri şehirlerden uzak tutmak için büyük yerleşim alanlarında koruyucu mühürler ve büyü barajları inşa etmiştir. Bu nedenle büyük şehir merkezleri görece güvenli sayılır. Ancak sınır bölgeleri, eski madenler, terk edilmiş tapınaklar, bataklığa dönmüş kasabalar veya kaderine terk edilmiş kaleler hâlâ Kıran doğumuna açık ve savunmasızdır. Bu alanlar zamanla halk arasında uğursuzlukla, lanetle ve ölümlerle anılmaya başlar.
Kıran Mezarı
Bir Kıran kapandığında ardında geride yalnızca sessizlik değil, aynı zamanda “Kıran Mezarı” olarak bilinen çorak ve bozulmuş bir bölge bırakır. Bu alanlar, yıllar boyunca yaşama elverişsiz olur. Toprak işlenemez, sular bulanık ve acıdır, gökyüzü bile burada farklı görünür. Ancak bu çoraklıkların içindeki çatlaklarda, çoğu zaman son derece değerli artefaktlar, kadim büyü kalıntıları ya da İçlikâriler’in iradesini taşıyan cevherler bulunur. Bu da Kıran Mezarı’nı bir ölüm tuzağı olmaktan çıkarıp, bazıları için zenginlik, kudret ve delilik vaadeden bir hedef hâline getirir.
- Board index Velatria Evren Fenomenler
- Search
-
- It is currently Sun Sep 07, 2025 8:32 pm
- All times are UTC
Kıranlar
- GM-Velatria
- Gamemaster
- Posts: 59
- Joined: Sun Jul 20, 2025 11:18 am
Jump to
- RPGTürk
- ↳ Duyurular
- ↳ Sorular ve Öneriler
- Velatria
- ↳ Evren
- ↳ Kurgu
- ↳ Fısıltılar
- ↳ Karakterler
- ↳ Fenomenler
- ↳ Rehberler
- ↳ Karakter
- ↳ Külliyat
- ↳ Karakter Yaratımı
- ↳ Karakter Külliyatı
- ↳ Yankı Odası
- Role Play Alanları
- ↳ Kuzey Çölleri
- ↳ Alacakaranlık Kuleleri
- ↳ Khaltrim Zindanları
- ↳ Kanlı Dişler Kanyonu
- ↳ Darlok Çölü
- ↳ Gölgeçöl Harabeleri
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Sır Bölgesi
- ↳ Sır Limanı
- ↳ Kâfir Kapısı
- ↳ Aç Tepeler
- ↳ Dev Mezarlığı
- ↳ Sessiz Zirveler
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Kıran Bölgesi
- ↳ Kanlı Kral Kalesi
- ↳ Binbir Tepe
- ↳ Zathor Vadisi
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Gölgeburç Toprakları
- ↳ Gölgeburç Şehri
- ↳ Vadiler Bölgesi
- ↳ Runan Konseyi
- ↳ Kör Gölgeler Sarayı
- ↳ Deniz Kıyıları
- ↳ Öktoprak
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Demirkalb
- ↳ Yeraltı Şehri
- ↳ Kasaba Bölgesi
- ↳ Golemtor Bölgesi
- ↳ Kara Kanat Vadisi
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Lyria Düzlükleri
- ↳ Galthurn Harabeleri
- ↳ Düşdiyar
- ↳ Uruz Gediği
- ↳ Akkar Dağları
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Zirhûn
- ↳ Zhaar
- ↳ Zirhûn Harabeleri
- ↳ Mezarth Ormanı
- ↳ Grok Taşları
- ↳ Ejderini
- ↳ Zerk
- ↳ Diğer Bölgeler
- ↳ Sahipsiz Topraklar
- Konu Dışı
- ↳ Sohbet
- ↳ Arşiv