Gölgeler Külliyatı

Post Reply
User avatar
GM-Velatria
Gamemaster
Gamemaster
Posts: 59
Joined: Sun Jul 20, 2025 11:18 am

Gölgeler Külliyatı

Post by GM-Velatria »

Gölgeler Külliyatı

Muhafız Büyücü Altharion’un Kara Kaleminden
Bilgi, karanlığı delmez; ama yol açabilir.


1. Kanatlı Hortlak
Görünüş: Tıpkı bir kuşun kabus görmüş hâli gibi. Devasa kartal kanatları, sürüngene benzeyen pullu bir gövde ve gagadan çok hortuma benzer bir baş yapısı. Gözleri içe çökmüş, parıldamaz. Göğsünden dışarı çıkan çivili dil, kurbanlarını parçalamadan önce delip içeriden suskunlaştırır.
Habitat: Sisli dağ geçitlerinde, terk edilmiş gözetleme kulelerinde ve bazen kurbanlarını takip ederek rüyaların içine kadar girebilir. Birkaç defa Eski Velatria bölgesinde kayıp kervanlar sonrası varlığı kaydedilmiştir.
Tavsiye: Göz göze gelmekten kaçının. Çoğu Kanatlı Hortlak, doğrudan saldırmaz; kurbanının korkusunu emer. Bu yaratığın varlığında iç huzurunu bastırmak, yani korkmamak, hayatta kalmanın tek yoludur. Kutsal zillerin sesinden rahatsız olduğu gözlemlenmiştir.

---

2. Kurtadam
Görünüş: İnsani formda tanınabilir. Ancak dönüşüm anı başladığında, tüm kemikler dışarı doğru kıvrılır, dişleri ağızdan dışarı taşar, gözleri aydınlığa değil kana doyar. Kürkü sabit değil, ruh hâline göre koyulaşır ya da solar.
Habitat: Ormanlık bölgeler, özellikle yeni ay öncesi yalnızlıkla yoğrulmuş köyler. Runan sınırlarında ve en çok Mezarth Ormanı çevresinde görülmüştür.
Tavsiye: Gümüş silahlarla durdurulabilir ancak öldürülmeleri için kalbe doğrudan temas gerekir. Dönüşüm başlamadan yakalanırsa, kişiyi kurtarma şansı doğabilir. Dönüşüm tamamsa, artık bir ruh değil, bir içgüdü konuşur.

---

3. Hodag
Görünüş: Yılan omurgalı, kurbağa bacaklı, boynuzlu ve zırhlı bir mahlûk. Derisi kurumuş ağaç kabuğunu andırır. Göz çukurları çok derindir; ama içeriden bir yanma hissi yayılır. Sırtındaki sivri çıkıntılar, yalnızca saldırı için değil, toprağa kazık gibi saplanarak avını tuzağa çekmek içindir.
Habitat: Yoğun bataklık ormanları, özellikle çürümüş ağaç köklerinin yoğun olduğu alanlar. Terk edilmiş köylerin etrafında, gömülmüş sırların olduğu topraklarda sık görülür.
Tavsiye: Alevden korkar, ancak ışığa duyarsızdır. Kokuya karşı aşırı hassastır; Hodag’ın bölgesine girmeden önce kendini çamur, hayvan pisliği veya tütsüyle maskelemek önerilir. Sırt çıkıntılarına dokunulmamalı — onlar canlıdır ve bilinçlidir.

---

4. Dybbuk
Görünüş: Ruh değil, ruhun içinden sızan çürümüş bir yankıdır. İnsan bedenine musallat olur, ancak tüm yüz kasları bozulur, çene yerinden çıkar, gözler ters döner. Bazen konuşur — ama sesi, bedenin hatırladığı ses tonuyla değil, unutulmak istenen bir anı sesiyle gelir.
Habitat: Terkedilmiş mezarlıklar, işkenceyle ölenlerin çığlık attığı yerler, yasla yoğrulmuş evler. Runan Konseyi'nin kayıtlarında, Dybbukların en çok Kıran Mezarı yakınlarında görüldüğü belirtilmiştir.
Tavsiye: Dybbuk'u kovmak için klasik egzorsizm yeterli olmayabilir. Onu kovmanın tek yolu, sahip olduğu bedenin günahını itiraf etmesidir. Dybbuk, bağışlanmış ruha tutunamaz. Aynalar geçici olarak etkisini azaltabilir.

---

5. Deniz Kızı
Görünüş: Zarafet kisvesine bürünmüş bir yıkım. Üstü insana, altı ise yosun kaplı bir yılan balığına benzer. Derisi, sudan çıktığında anında çürümeye başlar ve içten içe bu çürüme onu besler. Saçları yalnızca akıntıya göre hareket eder; rüzgârla kıpırdamaz. Gözleri, bakan kişiye denizini gösterir — ama asla gerçeği değil, kişinin en çok boğulmak istediği hayalini.
Habitat: Tatlı su gölleri, sisli nehir yatakları, terk edilmiş limanlar. Özellikle ay ışığının tam yansımadığı sularda görülür. Rüzgâr olmayan, durgun günleri sever.
Tavsiye: Deniz kızı ile konuşulmamalı. İsmini bilen biriyle bağ kurabilir ve rüyalarına sızar. Saf tuz taşıyan nesneler ya da dikenli bitkilerle (örneğin yaban gülü) yaklaşmak, etkisini zayıflatır. Suyun altında fiziksel formunu kaybeder — orada yalnızca sesi kalır.

---

6. Wyvern
Görünüş: Ejderhaya benzer ama onurdan yoksun, vahşetten ibaret bir suret. İki kanat, iki pençeyle sınırlı vücudu, dengesiz bir öfke taşır. Kuyruğu dikenli bir zinciri anımsar, ucu çoğu zaman zehirlidir. Derisi taşlaşmış derin kırmızı ya da çamur gri olur, fakat kanla yıkandığında parıldadığı gözlemlenmiştir.
Habitat: Kırık dağ silsileleri, volkanik araziler, yıldırım düşen çıplak tepeler. Özellikle eski ejderha mezarlarının yakınında görülür. Runan kayıtlarında Uruz Gediği ve Ejderini civarında görüldüğü yazılmıştır.
Tavsiye: Uçarken zayıftır — manevra kabiliyeti düşüktür. Ama inişte bir kasırgaya benzer. Karanlık büyüler onu cezbedebilir, ama kontrol edilemez. Zehrine karşı bilinen bir panzehir yoktur. Onunla karşılaşıldığında kaçmak, savaşmaktan daha bilgedir.

---

7. Cerberus
Görünüş: Üç başlı bir cehennem tazısı. Her baş, farklı bir duygunun formunu taşır: öfke, korku, ve sessizlik. Gövdesi kömürle kararmış kas kütlesidir; gözleriyle değil, ağızlarının arasındaki boşlukla görür. Salyaları, toprağa damladığında yakıcı bir çürümeye yol açar.
Habitat: Geçitler, antik yeraltı şehirlerinin eşiği, unutulmuş tanrı mezarları. Bazı Kıranlar’ın doğrudan bekçisi olduğu düşünülür. Runan Konseyi, Tham’Luth Derinlikleri'nde bir Cerberus’un yıllarca aynı noktada nöbet tuttuğunu kayda geçirmiştir. Öktoprak içinde de bu iblise dair izler görülmüştür.
Tavsiye: Başlardan sadece biri — sessizlik başı — ölümcül kararı verir. Diğer ikisi o kararın yankısıdır. Sessizliğe karşı bağırarak değil, içsel suskunlukla direnilmeli. Yüksek sesli büyüler veya savaş naraları bu başın dikkatini çeker ve saldırıyı başlatır.

---

8. Windigo
Görünüş: Çürümüş bir insana giydirilmiş geyik iskeleti gibi. Boynuzları doğaya değil, rüyaya aittir; eğrilir, kıvrılır, konuşurcasına kıpırdar. Gözleri kar yokluğunda parlar, sesi rüzgârla karışır. Midesi yoktur, ama açlığı asla dinmez. Derisi ince, yarı saydam ve donmuş görünümlüdür.
Habitat: Buz kaplı ormanlar, terkedilmiş avcı kampları, kar fırtınası sonrası sessizlik. En çok Demirkalb kasabaları civarındaki tundralarda görülmüştür.
Tavsiye: Açlığa karşı açlıkla çağrılır. Onu uzak tutmanın en bilinen yolu, insani arzularla bağ kesmektir. Yani yemek yememek, sıcak aramamak, korkmamak. Ateşi sevmez ama sıcak et kokusuna karşı zaafı vardır. Taze insan eti onu delirtir.

---

9. Zombi
Görünüş: Canlı bir bedenin hatırasını taşıyan, çürümeye terkedilmiş bir kabuk. Çoğunun gözleri donuk ve boş olsa da, bazıları hayattayken yaşadıkları anıları tekrar etmeye çalışır; titreyen elleriyle kapıları çalar, isimsiz ağızlarıyla dua eder. Tenleri soluk değil, küflü görünür; zamanla toprakla aynı renk alırlar.
Habitat: Toplu mezarlıklar, savaş alanları, büyüyle kirlenmiş topraklar. Özellikle kara büyü uygulamaları yapılmış alanlarda ani olarak ortaya çıkarlar. Runan kayıtlarında Galthurn Harabeleri’nde bir “ölüler uyanışı” olayı belgelenmiştir.
Tavsiye: Zombiler tek başına tehdit oluşturmaz, fakat sürü hâlinde geldiklerinde kolayca kontrol edilemez hâle gelirler. Başlarını yok etmek, tekrar dirilişi engeller. Ateş kalıcı çözüm sunar. Ruhsal koruma büyüleri çoğunlukla etkisizdir; çünkü ruhları artık yoktur.

---

10. Kraken
Görünüş: Denizin hafızası kadar eski, rüya kadar şekilsiz. Onu tarif etmeye çalışan denizciler dilleriyle birlikte akıllarını da kaybetmiştir. Ancak en yaygın betimleme, devasa dokunaçlar, taş gibi gözler ve gövdesiyle göğü karartan bir cehennem balinasıdır. Derisi, parlayan mürekkep gibi simsiyah ve sümüksüdür.
Habitat: Derin okyanus hendekleri, sualtı tapınakları, batık şehirlerin karanlıklarında. Kraken’in en çok Vardûn’un Yutulduğu Gece sonrası belgelenmiş etkileri vardır — bir donanmanın, tek bir gece içinde hiç iz bırakmadan yok olduğu tarih.
Tavsiye: Savaşmak bir ahmaklıktır. Kraken’i yalnızca doğaçlama ritüeller, çok sesli müzik, ve bazı kadim unuttuğumuz dualar kısa süreliğine uzak tutabilir. Onun adı anıldığında bile bazı denizler kabarır.

---

11. Deridönüşen
Görünüş: Deniz yüzeyinde fısıldayan bir gülümseme, kıyıya vuran ince bir ten... İnsan formunda narin, sevecen ve melankoliktirler. Ancak gerçek formlarında fok derisiyle örtülü, göğsü yarılmış, yüreği atmaya devam eden canlı kabuklardır. Gözleri, bir ölüye aitmiş gibi derin ve sessizdir.
Habitat: Soğuk kıyılar, yosunlu mağaralar, balıkçı köylerinin açıklarındaki kayalıklar. Özellikle ay batımında kıyıya yakın olduklarında görülürler. Bazen insan derileri içinde yürüyebilirler.
Tavsiye: Onlarla pazarlık yapılmamalı. Selkies bir şeyi vermez — karşılığında sizi alır. Derilerini ele geçirmenin onları kontrol edeceği söylense de, bu yalnızca onların oyunudur. Bir selkie’yi incitmek, denizi düşman edinmektir.

---

12. Rüya Yiyen
Görünüş: Fil gövdesi, ayı pençeleri, kaplan çenesi ve hayalet gözleriyle hem rahatsız edici hem huzur verici bir varlıktır. Derisi rüyayı emmiş gibi soluktur. Gökyüzüyle teması olan tüm renkleri taşır ama tanımı zordur; göz, formunu her saniye değiştiriyormuş gibi algılar.
Habitat: Genellikle fiziksel bir yere ait değildir. Uyuyanların rüyalarına girer, özellikle çocukların kâbuslarını emer. Bazen terkedilmiş beşiklerde, bazen de rüyasında çığlık atan hastalarda tezahür eder. En çok Derin Şafak Manastırı civarındaki “Uyurtaşlar”da varlığı belgelenmiştir.
Tavsiye: Onu çağırmak için değil, ona izin vermek gerekir. Kâbusla savaşmaz; onu yer. Ancak aşırı çağrılırsa, rüyayla birlikte aklı da emer. Sınırı gözetilmeli. Kutsal yağlarla çizilen sembollerle sınırlandırılabilir.

---

13. Kutup Kurdu
Görünüş: Devasa bir kurt. Fakat dişleri içeri değil, dışarı doğru büyümüş gibidir — çenesi sürekli kanar. Gözleri kuzey ışıklarının kırılmasına benzer bir parıltı taşır. Tüyleri bembeyaz değildir; gri, kirli ve ölümle karışmıştır. Ayak izleri, adım attığında kaybolur.
Habitat: Issız tundralar, yıldızsız geceler, yalnız avcı kampları. Özellikle kutup bölgesine yakın mezarlıklar civarında görülmüştür. Asla sürüyle dolaşmaz.
Tavsiye: Sadece yalnızlara saldırır. Birlikte yürüyenler korunur. Ateşe tepki vermez; ancak insan sıcaklığı (konuşma, kahkaha, dua) onun yaklaşmasını engeller. Sessizlik onun oyun alanıdır.

---

14. Kemik Balina
Görünüş: Denizin üzerinde kemikten yapılmış dev bir iskelet balina. Et yoktur, yalnızca yosun tutmuş, deniz suyuyla oyulmuş kemikler. Her hareketinde acı çığlıklar değil, balıkçıların dualarına benzeyen uğultular yankılanır. Etrafında ölü deniz kuşları döner durur.
Habitat: Sisli okyanus sınırlarında, özellikle balina avlarının yapıldığı lanetli sularda. Genellikle ay ışığıyla birlikte, kıyıya uzak sularda belirir. Gölge, gerçek formundan önce gelir.
Tavsiye: Yaklaşılmamalı. Onu görmenin bile lanet getirdiğine inanılır. Ardından balıklar ölür, hava soğur, limanlar çöker. Bakıştan kaçınmak ve mümkünse denize tuz serperek saygı göstermek önerilir. Balina kemiğinden yapılmış eşyalar bu yaratığı çekebilir.

---

15. Bataklık Hışırtısı
Görünüş: Bir hayvanın değil, bir hatanın şekli. Bazen suda süzülen bir at, bazen balık kılıklı bir köpek gibi görünür. Fakat dikkatli bakıldığında, hiçbir organın birbiriyle uyumlu olmadığı fark edilir. Gözleri göz olmaktan uzaktır; birer hatıra gibi akar. Derisi sümüksü ve tiftiklidir, su yüzeyine değdiğinde kara mürekkep gibi dağılır.
Habitat: Sisli bataklıklar, göl kenarları, kaybolmuş su kültlerinin harabeleri. Özellikle Kaltmir Göleti çevresinde varlığı sıkça belgelenmiştir. Gece ile gündüz arasındaki eşikte belirir — ne tamamen görünürdür, ne de tamamen gizli.
Tavsiye: Göl sularına dokunmadan önce dua edilmeli, eğer su garip kokuyorsa asla içilmemeli. Bunyip, yanlışı hisseden bir varlıktır. Hastalık, inkâr, suçluluk gibi kokulara gelir. Yanınızda taşıyacağınız ölü kurbağa ya da çürük balıklar, dikkatini başka yöne çekebilir.

---

16. Basilisk
Görünüş: Yılanın ve ejderhanın lanetli birleşimi. Altı bacaklı, pul pul gövdesi geceyi emercesine karanlıktır. Başındaki taç benzeri dikenler, zamanla düşmanlarının kemiklerinden oluşur. Gözleri açıkken çevresindeki her şey kurur; bakışı, yalnızca bedeni değil, anlamı da öldürür. Aynaya bakan bir basilisk, kendi varlığını inkâr eder ve çatlayarak ölür.
Habitat: Karanlıkta unutulmuş zindanlar, lanetli kalelerin alt katları, gözlerden ırak tuz madenleri. En sık Astrah-Kuyu adındaki terk edilmiş bir büyücü hapishanesinde rapor edilmiştir.
Tavsiye: Doğrudan bakıştan kaçınılmalı. Göz teması ölümcül olduğu gibi, zihinsel çöküş de getirebilir. Aynalar veya cilalı zırhlar onu kandırmak için kullanılabilir. Ancak bazen bu yansımalardan başkalarının ölmesi mümkündür. Onu öldürmenin en bilinen yolu, kurbanının fedakârlığıdır: basilisk, arzusunu göreni bağışlayamaz.

---

17. Aysarık
Görünüş: Efsanelerdeki gibi bembeyaz değil. Tozlu yıldızlar gibi parlayan tüyleri vardır; teni, ayazda soluk alan nefes gibidir. Tek boynuzu düz değil, sonsuz dönen bir spiral şeklindedir. Gözleri ne mutludur ne kederli — yalnızca eskidir.
Habitat: Kutsal ormanlar, saf su kaynakları, laneti olmayan çayırlarda yaşar. Ancak artık bu türden yerler yok denecek kadar azdır. Son görülen Aysarık’ın Eldwhar Kırlarında, bir rüya esnasında bir çocuğa göründüğü yazılmıştır.
Tavsiye: Yaklaşmaya çalışmak hakarettir. Aysarık, yalnızca saf niyete değil, arzusuz yüreğe yaklaşır. Onu zorlamak, gövdesini yok etmez; ama yeryüzünden yok oluşuna sebep olur. Kanı, hem iyileştirici hem de lanetleyici olabilir — niyete göre akar.

---

18. Griffin
Görünüş: Kartalın haşmetiyle aslanın kudretini taşıyan bir varlık. Ön kısmı tüylüdür; tüyleri altına bulanmış gibidir, fakat sırtı ve arka bedeni yoğun, koyu altın rengi kıllarla kaplıdır. Pençeleri gökyüzüyle yontulmuştur, gagası ise yalnızca et değil, yemin kesmek içindir. Kanatları kapalıyken bile rüzgâr yaratır.
Habitat: Yüksek dağ zirveleri, özellikle yıldırımın sık çaktığı kayalık tepeler. En bilinen yuvalarından biri, Akhran Pasi adlı kayalık uçurum bölgesidir. Genellikle antik tapınakların kalıntılarına yakın bölgeleri sahiplenir.
Tavsiye: Griffin kutsal sayılır ve sebepsiz yere saldırmaz. Ancak topraklarına giren, özellikle yalan söyleyen ya da ihanet taşımış biri için affı yoktur. Onunla savaşmak değil, rızasını kazanmak mümkündür. Kutsal hayvan kemikleri taşıyanlar korunabilir.

---

19. Ejderha
Görünüş: Bir çağın ağırlığını sırtında taşıyan ilkel varlık. Her ejderha farklıdır; ama ortak özellikleri, gözlerinin bir millet kadar yaşlı olmasıdır. Pulları kıtasal plakalar gibidir; bazıları yeşil taş gibi parlar, bazıları lavla yıkanmış gibidir. Nefesi yalnızca ateş değil, hakikat taşır — çünkü yalanı yakar.
Habitat: Kadim dağ oyukları, lav çukurları, yüzyıllar boyunca ulaşılmamış kaleler. Runan kayıtları, Lorthag’ın Uyanışı sırasında üç ejderhanın kuzey göğünde görüldüğünü yazar.
Tavsiye: Ejderha savaşta değil, konuşmada öldürür. Ona saygı göstermeyen biri yaşamaz. Bazıları zekidir, bazıları neredeyse tanrısaldır. Ancak hepsi kendi iradesiyle hareket eder. Onu manipüle etmeye çalışmak, kâinatın denklemiyle oynamaktır.

---

20. Golem
Görünüş: Taş, kil, demir ya da kemikten yontulmuş bir dev. Üzerinde ruh taşımaz, fakat yaratıldığı iradenin yankısını taşır. Gözleri yoktur ama görür. Damarları yoktur ama adım attığında yer sarsılır. Bazılarının göğsüne büyülü mühürler kazınmıştır; bu mühürler silinirse, varlığı dağılır.
Habitat: Terk edilmiş büyü kuleleri, antik kalıntılar, kıyametten korunmuş şehirler. Özellikle Mir’vahl Kalıntıları arasında iradesizce bekleyen golemler belgelenmiştir.
Tavsiye: Onunla konuşulmaz, onunla uzlaşılmaz. Yalnızca görevi vardır. Emrini veren kişi ya da niyet ortadan kalkarsa, golem ya kendini yok eder ya da özerkleşip felakete dönüşür. Mühürleri tanıyan bir arkanist, kontrolünü kısa süreliğine ele geçirebilir.

---

21. Goblin
Görünüş: Küçük boyutlu, çürümüş bir zekanın parmak izi gibidir. Derileri kir, çatlak ve solgun; gözleri, avuç içindeki karanlık gibi pırıltısızdır. Dişleri sivri, ama konuşmaları çoğunlukla hırıltılı, adı konulamayan öfke ve açgözlülükle yoğrulmuş gibidir. Her biri, varoluşun alt katmanlarından fırlamışka benzer.
Habitat: Terk edilmiş maden tünellerinde, unutulmuş kazı alanlarında ya da karanlık orman diplerinde bulunur. Özellikle Yitik Çukur Vadisi’nde, eski savaşlardan kalan enkazların arasında sürünürler. Kalabalık halde ortaya çıkar, ama her birinin kendine has bir hırsı vardır.
Tavsiye: Onlarla yüzleşmek, grup halinde olmamalarını sağlamak ve onların belirli yönlerine odaklanarak ayrıştırılmalarını temin etmek gereklidir. Korku yaymaları besinleri gibidir; onların yiyeceği, kalbinizdeki korkunun yankısıdır. Kısacası, şaşkınlık yaratan sesler veya aniden parlayan ışıklar, onların toplu varlığını dağıtabilir.

---

22. Imp
Görünüş: Küçük, nazlı bir yaratık gibi görünse de, alaycı bir kudreti vardır. Görünüşü, kırık bir aynadan yansıyan halefi anımsar; boyutu el kadar olsa da yüzü yaramaz, kısık, sinir bozucu bir gülüşle donatılmıştır. Kanatları yoktur, fakat adım attığında arkasında minik bir alev hüzmesi bırakır.
Habitat: Antik kehanetlerin yazılıp silindiği, unutulmuş tapınak kalıntılarında ve çürümüş sarayların köşelerinde bulunur. Özellikle Kör Gölgeler Sarayı’nda varlıkları, asırlık ihaneti ve kin besleyen ortamları çağrıştırır.
Tavsiye: Imp, aldatıcı ve yaramaz doğasıyla bilinir. Ona güvenmek, ruha açılan bir kapıdır. Onunla uğraşan bir arkanist, büyüsüne kapılmamalı, küçücük alaycılığını önemsememelidir. Dolayısıyla, sözleriyle kışkırtılan bir öfkeye kapılmamak, sakin kalmak ve ondan gelen alaycı işaretleri görmezden gelmek en doğru yoldur.

---

23. Banshee
Görünüş: Gözleri boş, yüzü dilden düşmüş kadim bir yasın suretidir. İnce, soluk çarşaf gibidir; tüyleri akşam serinliğinde süzülen hafif sis gibi savrulur. Sesinin yankısı, kayıpların ve unutulmuşların feryadıdır. Yüzünde hem tarifsiz bir acı hem de ölümün serin umudu yansır; sanki söyleyeceği, tüm ömrü unutturan bir hüznü barındırır.
Habitat: Ürkütücü sessizlik içinde terk edilmiş mezarlıklar, soğuk kalıntılar ve eski aile kasabalarının gece saatlerine hükmeden dar sokaklarında bulunur. En bilinen yerlerinden biri, Sis ve Gölge Mezarlığı’dır. Banshee, doğrudan ölümle, terk edilmişliğin ve sonsuz yalnızlığın ruhunu taşır.
Tavsiye: Onu doğrudan kışkırtmayın; çünkü onun feryadı, kalbinizi parçalara ayırabilir. Banshee’ye yaklaşıldığında, sessiz kalmak ve yalnızca üzgün dualar ile korunmak gereklidir. Kutsal sözler ve anma törenleri, onun öfkesiyle yüzleşmeden, hafifletici bir kalkan görevi görebilir.

---

24. Ogre
Görünüş: Cüssesi bir çan kulesini andırır, fakat ne heybet ne de asalet taşır. Derisi, kurumuş balçık gibi çatlamış ve yosunla kaplanmıştır. Burnu etli, dişleri dışa taşmış ve neredeyse her zaman kanlıdır. Gözleri donuktur; fakat içlerinde küçük bir çocuğun, sonsuz bir açlığın yankısı görülür.
Habitat: Eski savaş alanlarının kenarları, dağ yamaçları, sisle örtülü geçitler. En çok Skarny Boğazı’ndaki unutulmuş dev mezarlarında görülürler. Tek başına dolaşır, ama kendine ait olan her şeyi —toprağı, taşı, havayı— korur.
Tavsiye: Yavaş görünür, ama öfkelendiğinde taşlar bile titrer. Uzaktan saldırmak en doğrusudur; yakından savaşmak yalnızca çılgınlık değil, ölümdür. Açlıkları doyurulamaz, ama dikkatleri dağıtılabilir. Kemik parçaları ya da başka bir canlının kanı, yönünü şaşırtabilir.

---

25. Minotaur
Görünüş: İnsan bedenine boynuzlu bir öküz başı yerleştirilmiş gibidir — ama bu sadece ilk izlenimdir. Boynu, bir celladın sabrı gibi kalın ve ağırdır. Kasları taş gibi kabarır, derisi gece kadar siyahtır. Gözlerinde bir labirentin kaybolmuş merkezi saklıdır.
Habitat: Yıkılmış tapınakların bodrumları, antik savaşların çöküntüleri, labirente dönüşmüş yeraltı geçitleri. En korkulan örnekleri, Khalthrim Zindanları’nın alt katlarında kaydedilmiştir.
Tavsiye: Asla doğrudan meydan okumayın. Minotaurlar savaşta ustalaşmış değildir; fakat öfke, onlara strateji kazandırır. Zihinlerini bulandırmak — yüksek ses, çakmaktaşı kıvılcımları, yön bozucu aynalar — işe yarayabilir. Ancak bir kez sizi kokladıysa, unuttuğu hiçbir şey yoktur.

---

26. Inferi
Görünüş: Ceset gibi görünür, ama ölü değildir. Yaşamın tersinden akışıyla yürür. Derileri gri değil, ıslak kül rengindedir. Gözleri yoktur; göz çukurlarında yalnızca çamura benzeyen akıntılar dolaşır. Parmakları uzun ve büküktür, sanki toprağı hiç bırakmak istememiş gibidirler.
Habitat: Kara büyüyle işlenmiş mezarlıklarda, büyücülerin başarısız deneylerinden doğan lanetli alanlarda görülür. Özellikle Morvath’ın Yaslı Kütüphanesi’nde defalarca ortaya çıktıkları belgelenmiştir.
Tavsiye: Onları yok etmek, bedeni yakmakla mümkündür. Fakat bu yalnızca geçici bir çözüm sunar; zira Inferi, büyünün gölgesinde yeniden şekillenebilir. Onlara emir veren ölü ya da diri bir varlık mutlaka vardır. O komut kesildiğinde, bedenleri dağılsa da karanlık izleri kalır.

---

27. Manticore
Görünüş: Aslanın cesaretini, akrep kuyruğunun zehrini ve insan yüzünün ürkütücülüğünü taşıyan lanetli bir melez. Kafasında insanın güldürmeyen bir tebessümü, bedeninde altın sarısı tüylerle kaplı bir aslan gövdesi vardır. Kuyruğu dikenli ve zehirlidir, hareket ettikçe zehir damlaları havada parıldar.
Habitat: Kurumuş vadiler, savaş alanları ve un ufak edilmiş kalelerin çevresi. Özellikle Gölgeçöl’ün Kadim Harabeleri yakınlarında sıkça görülür. Gece yarısına doğru sessizce avlanır.
Tavsiye: Manticore’un zehri çok ölümcüldür; doğrudan temas ölüm getirir. Onunla savaşanlar zehirlenmeyi önlemek için özel iksirler taşımalıdır. Kuyruğunu ve pençelerini hedeflemek, saldırılarını kırmanın anahtarıdır. Ancak onun insan yüzündeki zekâyı küçümsemek, ölümle sonuçlanır.

---

28. Troll
Görünüş: Uzun ve hunharca bir yaratık. Derisi taş gibi sert, yırtık ve yosunlarla kaplıdır. Kafası başkalaşmış bir insan gibi değil, toprağın kendisinden oluşmuş bir heykeli anımsar. Gözleri karanlık mağaralardan fırlamış gibi derin ve ürkütücüdür.
Habitat: Karanlık ormanların derinliklerinde, özellikle Kuzgun Çukuru Mağaraları’nda yaşar. Gündüzleri taş heykel gibi hareketsizdir, gece avlanmaya çıkar.
Tavsiye: Troll’ün zayıf noktası ateştir. Ateşten korkar ve yandığında hızla zayıflar. Ancak yakından dövüşmek oldukça tehlikelidir, çünkü güçlü pençeleri ve çenesindeki ısırığı ölümcüldür. Takım halinde saldırmak en etkili taktiktir.

---

29. Lich
Görünüş: Büyüyle diriltilmiş, yarı-ölü bir büyücü. Solgun cildi, kemiklerinden geçercesine saydamdır. Gözleri ateş gibi yanar; bedeninden büyü enerjisi sızar. Elinde genellikle sihirli bir asa ya da kitabı vardır. Kıyafetleri kadim ritüellerin kalıntılarıdır.
Habitat: Terk edilmiş kütüphaneler, lanetlenmiş saraylar, unutulmuş büyü kuleleri. En güçlü lichlerin varlığı Kör Gölgeler Sarayı'nda belgelenmiştir.
Tavsiye: Lich, büyüsüne bağlıdır. Bedenine saldırmak onu durdurmaz; asıl güç kaynağı olan ruhu hedef almak gerekir. Antik büyüler ve kutsal objeler, lich’in güçlerini zayıflatabilir. Ancak lich’ler geri dönmeye programlıdır; öldürülmeleri için hem beden hem ruh tamamen yok edilmelidir.

---

30. Kemikbekçi
Görünüş: Kemiklerinden ibaret, etten tamamen arınmış bir yürüyen iskelet. Kemikleri aşınmış, bazısı çatlamış, bazıları paslanmış demirle birleşmiştir. Boş göz çukurları karanlığa açılır. Hareketleri mekanik ve keskindir; savaş aletleri bazen kemiklerinden daha canlıdır.
Habitat: Mezarlıklar, unutulmuş savaş alanları ve lanetli zindanlar. Özellikle Darlok Çölü'nün Gölgeleri arasında sürüler halinde bulunurlar.
Tavsiye: Onlar korkutucu değil, amansızdır. Işık büyüleri ve kutsal semboller onları geri püskürtebilir. Parçalansa da yenilenebilirler, çünkü ruhları bağlıdır. Kemiklerin arasındaki bağ kesilmediği sürece tam anlamıyla yok edilemezler.

---

31. Kâbus İfriti
Görünüş: İnsanın en karanlık arzularından yaratılmış, devasa kanatlı bir iblis. Vücudu kaslı ve korkunç, yüzü ise hem büyüleyici hem de ölümcül. Gözleri kızıla çalar, kanatları yarı saydam ve tüy yerine dikenlerle kaplıdır. Her hareketinde etrafında kara alevler dans eder.
Habitat: Ruhsal boyutlarda, lanetli bölgelerde, özellikle de Düşdiyar çevresinde bulunur. Fiziksel dünyaya nadiren görünür, ama gölgesini her karanlık köşede bırakır.
Tavsiye: Incubus’un gücü, korku ve umutsuzluktan beslenir. Cesaret ve irade ile karşı konulabilir. Onunla doğrudan çatışma ölümcül olabilir; ancak büyüsel mühürler ve ışıkla engellemek mümkündür. Korunmak için saflık değil, karanlıkla yüzleşmek gereklidir.

---

32. İlahi Lanetli
Görünüş: İnsan biçimini yarı yitirmiş, tanrısal kudretle lanetlenmiş varlıklar. Çoğu zaman devasa ve grotesk biçimlerde, bazen de çarpık, korkutucu insan suretinde ortaya çıkarlar. Vücutları karmaşık dokular ve dikenlerle kaplıdır; etraflarından karanlık bir aura yayılır.
Habitat: Yalnızlıkların ve yasak toprakların sığınağıdırlar. Zathor Vadisi ve Gölge Mabetleri’nde sıkça görülürler. İmparatorluk sınırlarının ötesinde, insanlığın unutmaya çalıştığı bölgelerde dolaşırlar.
Tavsiye: İlahi Lanetliler büyünün en ileri ve karanlık biçimlerini taşır. Onlarla yüzleşmek akıl dışıdır; sadece güçlü büyücüler, kutsal silahlar ve fedakârlıkla zayıflatılabilirler. Onların varlığı, felaketlerin habercisidir.

---

35. Ağaçkarıncalar
Görünüş: Normal karıncalardan devasa, hatta insan boyutunda olanlar. Vücutları kabuklu, tüy gibi dikenlerle kaplıdır. Antenleri çevredeki büyüyü algılar, gözleri ise gölgelerin içinde kıvılcım saçar. Kolonileri, eski ağaçların içinde labirentler kurar. İleri düzey bozulmalarda insansı forma büründükleri bilin.r
Habitat: Yoğun ve karanlık ormanlarda, özellikle Karaçam Ormanı ve Zehirli Meşe Vadisi’nde koloniler oluştururlar. Toprak ve bitkiyle büyülü bağları vardır.
Tavsiye: Ağaçkarıncalar, saldırgan ve zekidir. Koloni saldırıları ölümcüldür. Koloniyi yok etmek için kral karıncayı hedef almak gerekir. Ağır ateş silahları veya büyülerle mücadele etkili olur. Yavaş ve organize hareket etmek hayatta kalmayı sağlar.

---

36. Uçurum Pençesi
Görünüş: Uçurumların kayalık yüzeylerine tutunmuş, taş ve insan kemiğinin karışımı gibi duran garip yaratıklar. Cüsseleri küçüktür ancak zırh gibi sert bir kabukla kaplıdırlar. Gözleri derin boşluklara açılır ve yırtıcı bir sessizlikle avlarını izlerler. Ellerinde keskin pençeler, ağızlarından zehir damlar.
Habitat: En çok sarp ve erişilmesi zor dağ uçurumlarında, özellikle Kanlı Dişler Kanyonu ve Sessiz Zirvelerde görülürler. Gece hareketlenir, avlarını avlamak için gölgelerin içine gizlenirler.
Tavsiye: Uçurum Pençesi doğrudan karşılaşmalarda aşırı tehlikelidir; hızlı ve acımasız saldırırlar. Ancak yüksekliği kullanarak onları düşürmek mümkündür. Onlara karşı ışık büyüleri etkili olsa da, saldırılarını provoke etmek risklidir.

---

37. Gölgezihin
Görünüş: Sinsi, kıvrak ve şekilsiz bir gölge varlık. Varlığı belli belirsizdir; zaman zaman duman ya da sis gibi dalgalanır. İnsan biçimine bürünebilir, fakat gerçek yüzü karanlık ve korkutucudur; gözleri birer kıvılcım gibi parlar. Ellerinden karanlık, keskin enerji sarkar.
Habitat: Yıkıntılar arasında, eski şehir kalıntılarında ve gölgeli sokaklarda dolaşır. Özellikle Sisli Hançer Mahallesi ve Kayıp Yollar’da görülür.
Tavsiye: Gölgezihin’in gücü, zihinleri karıştırmak ve düşmanlarını kendi korkularıyla boğmaktır. Ona karşı korunmak için zihinsel güç ve büyü kalkanları gereklidir. Karanlıkta sessizce beklemek, onun oyununa gelmemek için en iyi yoldur.

---

38. Kara Süvari
Görünüş: Başsız bir şövalye zırhı içinde yürür; elinde eski ve paslı bir kılıç taşır. Zırhı dövülmüş ve yaralanmış, ancak içinden esen soğuk rüzgarla canlılığını sürdürür. Kafasızlığı, ona hem lanet hem de güç verir; başı yoktur ama varlığı tüm kalpleri dondurur.
Habitat: Kuşatılmış kaleler, mezarlıklar ve eski savaş alanlarında dolaşır. Özellikle Kanlı Kral Kalesi ve çevresinde sık sık görülür.
Tavsiye: Başsız Süvari, fiziksel saldırılara karşı oldukça dayanıklıdır. Ancak kutsal objeler ve büyü onu zayıflatabilir. Sessizlik içinde yaklaşmak, ani saldırılar için avantaj sağlar. Başsızlığının sebebini öğrenmek, onu geri püskürtmenin anahtarı olabilir.

---

39. Harpy
Görünüş: Yarı kadın, yarı kuş formunda, tüyleri karanlık ve kirli renklidir. Yüzü hem güzel hem de korkutucudur; çığlıkları rüzgarı deler, tüyleri fırtına gibi savrulur. Uzun pençeleriyle avını parçalayan ölüm meleği gibidir.
Habitat: Yüksek dağ uçurumları, fırtınalı ormanlar ve bataklıkların üzerindeki sivri kayalıklarda yaşar. Kara Kanat Vadisi ve Sisli Zirveler onun en bilinen bölgelerindendir.
Tavsiye: Gökyüzü Çığlığı’nın uçuşu ve hızı onu zorlu kılar. Okçular ve büyücüler onu uzaktan hedef almalıdır. Çığlığına maruz kalanlar aklını kaybedebilir; bu yüzden kulak tıkaçları ve büyülü korumalar önerilir.

---

40. Taşgöz
Görünüş: Tavuk ve yılan karışımı bir canavar. Kanatları yırtık, gözleri zehirle dolu, gagası ölümcül bir zehir taşır. Tüyleri mat ve sert, kuyruğu ise zehirli dikenlerle kaplıdır.
Habitat: Karanlık bataklıklar, terkedilmiş kaleler ve mağaralarda yaşar. Özellikle Zehirli Bataklık ve Ölü Gölgeler Kalesi civarında görülür.
Tavsiye: Görüş temasından kaçınmak hayati önem taşır; çünkü bakışları taşa çevirebilir. Aynaların veya parlayan kalkanların kullanılması, korunmak için gereklidir. Onunla doğrudan savaşmak, yüksek risklidir.

---

41. Hydra
Görünüş: Birden fazla yılan başı olan devasa bir canavar. Her başı kendi iradesine sahip gibi hareket eder. Derisi kaygan, gözleri soğuk ve zehirlidir. Kesilen başları yeniden çıkar; kimi zaman iki, kimi zaman üç baş olarak.
Habitat: Derin bataklıklar, eski göl yatakları ve terk edilmiş nehir ağızları. Kanlı Su Bataklığı’nda sayısız kere rapor edilmiştir.
Tavsiye: Çokbaşlı Yılan ile savaşmak zordur. Her kopan baş, yeni iki başa dönüşür; bu yüzden yara alan bölgelerin dikkatle mühürlenmesi gerekir. Ateş ve büyü saldırıları başları yakıp yok etmekte etkilidir. Sabır ve koordinasyon gerektirir.

---

42. Gargoyler
Görünüş: Taştan oyulmuş yaratıklar gibi görünürler, ancak aniden canlanırlar. Kanatları geniş, tüyleri ve derileri taş gibi serttir. Suratları korkutucu, gözleri kırmızı birer mücevher gibi parlar.
Habitat: Eski kalelerin çatılarında, büyük şehirlerin terkedilmiş kulelerinde ve mezarlıkların taş süslerinde yaşarlar.
Tavsiye: Gargoyler’in canlanmasını önlemek için gün ışığında kalmak önemlidir. Geceleyin saldırıya geçerler ve sert pençeleri ölümcüldür. Kutsal semboller ve ateş büyüleri onları zayıflatır.

---

43. Kızıl Kanat
Görünüş: Devasa, kanlı ve yarı saydam kanatlarıyla geceyi yarıp geçen, insanın kabuslarını andıran bir yaratık. Yarasaya benzeyen sivri dişleri, parıldayan kırmızı gözleri ve keskin pençeleri vardır. Kanatları, uçuş sırasında fısıltı gibi uğuldar ve kan kokusu yayar.
Habitat: Karanlık mağaralar, mezarlıklar ve eski kalelerin üst kısımları. Kanlı Ay gecelerinde uçar ve kanla beslenir.
Özellik: Saldırdığında kurbanlarının kanını emer ve karanlıkta görünmez hale gelebilir. Kan kokusu yaklaştığında bile korku yayar. Kanlı sözleşmeler ve ritüellerde sembol olarak kullanılır.

---

44. Etiyaranlar
Görünüş: Yarı insan, yarı çürüyen etten müteşekkil, kemikleri dışarı taşmış, patlak gözleri kanlı ve sürekli yaşlı. Derileri yer yer yırtılmış, açık yaralardan kurtlar ve sinekler çıkıyor. Neredeyse haykırarak değil, acı içinde iniltilerle uluyan sürüler hâlindedirler. Ağzından akan salya, hastalığın ve çürümenin simgesidir.
Habitat: Ölüme yakın ormanlar, terk edilmiş savaş alanları ve lanetli bataklıklar.
Tavsiye: Etiyaranlar’a yaklaşmak ölümcül hastalık bulaştırabilir. Sürüler hâlinde saldırırlar ve insan avını paramparça etmekte uzmandırlar. Ateş ve kutsal sembollerle savunmak en etkili yöntemdir. Onlardan kaçmak, ancak hız ve cesaret gerektirir.

---

45. Kemikövenler
Görünüş: Devasa, kemikten örülmüş bir ağın içinde dolaşan, vücutları tamamen sertleşmiş kemiklerden ibaret örümceklerdir. Kimi kemikleri sivri, kimi düzensiz ve kırık. Isırıkları asidik, kemiği ve eti eriten bir sıvı salar. Gözleri, kırık kristal gibi, ışığı tuhaf kırar ve ürpertir.
Habitat: Karanlık mağaralar, eski mezar altları ve un ufak edilmiş kalıntılar arasında yaşarlar. Siyah Kule’nin Derinlikleri ve Gölgeler Mezarları onların doğal alanlarıdır.
Tavsiye: Isırıklarından kaçmak şarttır. Yakın temasta ölümcül olurlar. Ateşle ve güçlü büyülerle mücadele edilebilir. Ağları ise yakılmalı, yok edilmelidir; aksi halde avları esir kalır.

---

46. Matem Ana
Görünüş: Devasa, karanlık bir anne figürü; yüzü kan ve yaşlarla kaplı, etrafına sinek ve kurt sürülerini çağıran korkunç bir varlık. Kolları yırtık etten ve kemiklerden örülmüş, küçük çaresiz çocuk yaratıkları taşır. Ağıt gibi hüzünlü sesi, karanlık ormanlarda yankılanır.
Habitat: Unutulmuş ormanlarda, terk edilmiş köylerde ve lanetli vadilerde dolaşır. İlk olarak Khaltirim Zindanı çevresindeki kasaba sınırlarında karşılaşışmıştır.
Tavsiye: Matem Ana’ya yaklaşmak, ruhu derin bir kedere ve deliliğe sürükler. Saldırmak zordur, çünkü etrafındaki kurtçuk ordusu sürekli destek sağlar. Işık ve kutsal büyülerle savunulabilir.
Post Reply