Page 1 of 1

Dariavarth Eghianos

Posted: Wed Jul 23, 2025 7:57 pm
by Dariavarth Eghianos
Karakter Yaratım Formu - Aşama 1

Karakter Adı: Dariavarth "Davet Edilmeyen" Eghianos

Karakter Geçmişi:

Eghianos ailesi, Eldarion'Un kadim taşlarına işlenmiş en eski asil damgalardan birini taşırdı. Kütüphanelerinde bin yıllık bilgelikler, mahzenlerinde kralların bile hasetle baktığı cevherler saklıydı. Yüzyıllardır saraya sadakatle hizmet eden, vakur ve müreffeh bu soy, Eldarion'Un görkemli günlerinde güneş gibi parlar; her doğan çocuğa kudretli bir soyun gururu miras kalırdı.

Fakat Dariavarth, bu zenginliğin doruğunda değil, çöküşün eşiğinde dünyaya geldi.

Doğduğu gece, hanesinin geniş salonlarında şarap değil sessizlik dökülüyordu kadehlere. Annesi, ağır doğum sancılarıyla kıvranırken, uzaklardaki dağların ardından yaklaşan uğursuz bir uğultu, geceyi delip geçmişti. Sabah olduğunda, Eldarion'un gökleri hâlâ kara dumanlarla örtülüydü. Çünkü o gün, şehir Zhaar'ın öfkesine uyanmıştı.

Zhaar, yalnızca bir düşman ordusu değildi. Bir çağın sona erişini ilam eden uğursuz bir hatırlatmaydı. Onun gelişiyle birlikte Eldarion’un yüksek kuleleri yıkıldı, kitapları yandı, duvarları çatladı. Ve Eghianos hanesi, sabah uyanıp da dışarı baktığında, eskiden zevkini sürdükleri şehir yerine, küllere bulanmış bir sessizliğin içinde buldu kendini. Bu yıkım sırasında Eghianos'un ailesi de katledilenler arasındaydı. Annesi doğum yatağından kalkamadı ve iblis mızraklarının hedefi oldu. Hizmetkarları ailenin tek ferdini korumak için yarışa girmişti fakat yıkım gününün şiddetinden bu masum yavru da nasiplenmiş ve sol bacağı kopmuştu.

Eldarion'un harabelerinde uğursuz ayaklar yıkılacak tek duvar bırakmadığında Dariavarth harabelerin içinde üstünde bir taş bloğuyla ağlıyordu. Artık ilerleyecek yer bulamayan alevlerin çıtırtıları arasında bir hizmetkarın ellerinin üstünde yatıyordu. Kaç gün o enkaz altında yaşadığı bilinmez fakat enkaz yağmacıları tarafından bulunduğunda ölmeye yakın olduğu kesin idi.

Dariavarth hiç anne sütü içmedi. Hiçbir zaman anne sevgisi görmedi. Doğrusu bir ayağı olmadığı için makul bir çocukluk da geçiremedi. İki ayağı olan herkese imrendi. Değneklerle yürüdüğü bu süre zarfında yağmacı grubuna hiçbir faydası da dokunmadı. Yine de onu yanlarından uzaklaştırmadılar. Doğrusu yanlarından gitmeleri için ne derlerse desinler bu sözleri hep yuttu. Zira bu dünyada sığabileceği hiçbir yer yokmuş gibi hissediyordu.

Dariavarth'ın tek uğraşı bulduğu odunları oymak ve şekil vermekti. Gittikçe büyüyen vücuduna yeni tahta bacaklar yaparken bu uğraşı edinmiş idi. Bu uğraş oyuncak yapmakla devam edip, sıradan bir mobilya yapabilmeye kadar evrilmişti. 16 yaşında ise yağmacı grubu bir başka haydut grubu baskınının hedefi olmuştu. Dariavarth bundan da şans eseri sağ çıkmıştı. Tahtadan bacağını kırmışlar ve kahkahalar içinde birbirlerine bu aksağın nasıl öleceğine dair hayallerini anlatmaya başlamışlardı. Dövmüşler, parasını almışlar ve öylece bırakmışlardı.

Dariavarth ölmeyi reddediyordu. Günler boyunca ölü arkadaşlarının yanında kaldı. Onların cesetlerini yedi. Tahta bacağını yeniden yapıp ayaklandı ve yoldaşlarının cesetlerinden bir kısmını ateşte kurulayıp kendine bohça yaptı. Hedefi İskele Limanı idi. Burada marangozluk bilgilerini satabileceğine inanmış idi.

İskele Limanı, denizin pis kokusunun ve insanların daha da pis yargılarının iç içe geçtiği, yoksulluğun çiğnenmiş halı gibi yerlere serildiği bir kentti. Buraya varmak için, Dariavarth kendi cesedinden arta kalan kısmı sürüklemiş gibiydi. Sırtında bohçalanmış ölüler vardı – hem gerçek hem mecaz anlamda. Tahta bacağı derme çatmaydı ama o kadar ustaca yontulmuştu ki, sanki onu bir çırak değil de bir usta marangoz yapmış gibiydi.

Limanın iç taraflarındaki marangoz atölyelerine başvurdu ilkin. Bir iki iş gösterdi, birkaç oyma yaptı. Ama kimse onun yalnızca eline değil, ayağına da bakıyordu. Kimi gülümsüyor, kimi acıyor, kimi de tiksintiyle uzak duruyordu. “Yamuk yürüyen düzgün iş yapamaz,” diyen bir ustabaşı, en dürüst olanları idi belki de.

Çürük ahşapları düzeltmek için gönderildiği atölyelerde, işin karşılığında sadece ekmek kırıntısı alıyordu. Dünya iyi bir yer değildi elbette ve insanlar biraz eğlence için daha da gaddar olabiliyordu. Küçük çocuklar onun yürüyüşü ile dalga geçiyor, atelyede yerlere sırf o takılsın diye çivi çakıyorlardı. Kimi zaman buna ustalar da gülüyordu. Dariavarth hep kullanıldı. Zira o yersiz yurtsuz ve barınmaya muhtaç bir zavallıydı.

Genç Dariavarth'ın dikkatini limandaki bir tekne çekmişti her zaman. Bu tekne hep aynı yere bağlanmış duruyordu. Geldiği günden bugüne hiçkimse onun ipini çözmemiş, yosununu temizlememiş, çürüyen tahtalarını değiştirmemişti. Etrafa sahibi kim diye de sormadı. Çekicini bıraktı ve teknenin içine geçip kürekleri eline aldı. Artık diğer insanlardan hiç farkı yokmuş gibi hissetti. Hareket etmek için ayaklarına ihtiyaç duymuyordu artık.

Dariavarth limandan ayrılmıştı ayrılmasına ancak ne yapacağını bilmiyordu. Bu uçsuz bucaksız bilinmez diyarda nereye gideceği belirsizdi. Balık tutmayı az çok öğrenmişti öğrenmesine ancak dalgalar onun için daima korkutucu olmuştu. İskelet Limanı'na geri döndü. Tekneler yapmaya başladı. Yapabildiği kadar. Kimisini sattı parasını topladı. Kimisini bir kenara çekip sakladı. Dariavarth'ın odun oymacılığından başka bildiği bir iş daha vardı. Hep duyduğu ama asla pratiğe dökemediği bir iş: Yağmacılık.

Dariavarth 10 yıl boyunca kuru ekmek ve sudan başka bir şey yiyip içmedi. Her bir sikkesini sakladı ve nihayetinde yeterince olduğuna kanaat getirerek işe koyulmuştu. Bulduğu tüm köleleri satın alıyordu. Sakatları, düşmüşleri, çocukları hepsini. Aklında tek bir hedef ile. Dünyadan intikam alma isteğiyle. Bu uğursuz takımı elbette kontrol edilmesi zor bir güruh olsa da bunu başarabilmişti. Hepsi harfiyen dediklerini yerine getirmiş insan veya iblis yerleşimlerini yağmalamaya başlamışlardı. Dariavarth yarattığı dehşete hayran olmuştu. Yılların verdiği ezikliği atıyordu. Ancak bu zevk bir süre sonra o kadar da zevkli gelmemeye başlamıştı.

Dariavarth bu insan gücünü daha büyük işler için kullanmaya karar vermişti. Yüzen bir şehir inşa edecekti. Balıkçı Teknesi denebilecek teknelerden oluşan filosunu görece olarak tenha diyarlara götürdü ve belki de insan eliyle yapılmış en büyük ağaç katliamına koyuldu. Girdapkentin batısında bulunan adalardaki ağaçların neredeyse tamamını kestirdi. Önce balıkçı teknelerini ve "ilk tekne"yi birbirine bağladı. Bunu bir sembolik anlamla gerçekleştiriyordu.

Onbeş yıl sonunda "Tamanthar" ismini verdikleri şehir-gemi adadan ayrılmış idi. Şehrin nüfusu yaklaşık 16.000 kişiden oluşmakta olup tamamı mürettebat üyesi kabul edilir. Tamanthar'ın yanında da dört adet galleon tipi gemi bulunmaktadır. Aksi emir gelmedikçe de bu dört gemi şehrin dört bir yanında konumlanır ve şehri korur. Şehrin genel olarak gelir kaynağı ise korsancılık, ticaret ve paralı askerliktir.
► Show Spoiler
Kişiliği:

Dariavarth, ölüme meydan okuyarak büyümüş bir inatçıdır. Çocukluğu yıkıntılar, kayıplar ve dışlanmışlık içinde geçmiştir; fakat bu onu kırmamış, aksine çelikleştirmiştir ve çelik, aldığı suyu unutmamıştır. Ölmeyi reddetmiş, her darbeden sonra yeniden ayağa kalkmıştır – bazen yeni bir tahta bacakla, bazen yeni bir amaçla. Hayatta kalışı bir tesadüf değil, bir irade meselesidir. Onun için yaşam, neşe değil direniştir. Ve o direnmekte ustalaşmıştır.

Dariavarth, konuşmaktan hoşlanmaz. Onun lisanı işlerindedir. Elinde talaşla dolaşır, marangozluğuyla hükmeder. İnsanlara emir vermez; bizzat yaparak yön gösterir. Gözleri genellikle donuktur, ama her bakan o bakışlarda geçmişin gölgesini hisseder. İç dünyası derindir ama duvarlarla çevrilidir; o dünyaya pek az kişi girebilir.

Acıyı unutmaz, onu yapı taşı olarak kullanır. Geçmişi Dariavarth için bir ağırlık değil, bir temel taş gibidir. Ne annesinin ölümünü unutur, ne de küçümsendiği liman günlerini. Ama bu acıları sırtında bir yük gibi taşımaz; onları işleyerek varlığının bir parçası haline getirir. Travmaları onun karakterini belirlemez, onu yönlendirir. Bir çekiç gibi... vurmak için değil, şekil vermek için kullanır.

Toplumdan dışlananları toplarken bile mesafesini korur.
Tamanthar onun eseri olsa da, o halkının arasında bir yabancıdır. İnsanları sahiplenir, ama sevmez. Onlara barınak verir, ama yakınlık değil. Aidiyet duygusu, Dariavarth’ta neredeyse tamamen yoktur. Bu aile hissiyatının inşasını emrindeki amiral ve komutanlara bırakır. Ne Eldarion'a, ne denize, ne de bu dünyaya aittir. Sadece kendi elleriyle oyduğu düzene sığınır. O bir halk kurucusudur, ama bir baba figürü değildir.

Dariavarth iyiliği ya da kötülüğü önemsemez. Onun için önemli olan, işleyen bir düzenin kurulmasıdır. Zayıfları korur çünkü onları kullanmak ister; sistemini onlarla kurar. Korsanlık da yapar, tüccarlarla da anlaşır. Merhameti eylemden değil, stratejiden doğar. Dünya acımasızsa, onun şehri sert ama adil olur.

Sembol yüklü hareketlerle bir mit inşa eder. “İlk Tekne”yi merkez yapmak, tahta bacağından şehir doğurmak, çürümüş insanları diriltmek... Bunların hepsi Dariavarth’ın bilinçli seçimleridir. O bir marangozdan fazlasıdır; o bir hikâye kurucusudur. Tamanthar, onun içsel manifestosudur. Yapılar, yalnızca barınak değil, anlam taşır. Her tahta, bir travmanın oyulmuş şeklidir.

Liderliği karizma değil, örnekle inşa edilmiştir.
Kimse ona boyun eğmez, çünkü kimseye bağırmaz. Ama herkes, onun ellerine ve sessizliğine saygı duyar. Gemi ustalarının başı, çocuğunu kaybetmişlerin hamisi, serserilerin efendisidir o. Lidersizler için bir lider, ülküsüzler için bir rota haline gelmiştir. Onun hükmü kanunla değil, varoluşu ile sabittir.

Ama tüm bu gücün altında hâlâ yaralı bir çocuk yatar. Ne kadar şehir kursa da, içindeki boşluk kapanmaz. Tamanthar büyür, ama o küçülür. Liderliğinin bedeli yalnızlıktır. İnsana güvenemez. Sevgi, onun için ya lüks ya da tuzaktır. Geceleri tek başına, çivilerle oynarken, bazen ağlayan bir çocuğun sesini hatırlar. Belki de kendi sesidir bu; yıllar önce taş blokların altında yankılanan…


Ahlaki Yönelimi:

Dariavarth için iyi veya kötü yoktur. Ya hayatta kalırsın, ya ölürsün. Dariavarth için dünyanın bir değeri yoktur. Ya hükmedersin, ya hükmedilirsin.

Karakter Görünümü:
► Show Spoiler
Dariavarth 50 yaşında olsa da kırklarına yeni girmiş bir görünüme sahiptir. Uzun siyah saçları ve kirli sakalları vardır. Başında ise genel olarak bir amiral şapkası taşır. Uzun ve bileklerine kadar uzanan kızıl bir trençkot ve içinde siyah bir gömlek giyer. Şalvar şeklinde rahat hareket edebileceği bir siyah pantolon giyer. Belinde deriden bir kemer bulunur ve buna da bir eğri kılıç takılı durur. Sol bacağında bir tahta bacak protezi bulunur. Yürüyüşü hafif paytaktır fakat yürüme hızında sıradan bir insandan çok da geri kalmaz.

Karakter Hedefi:

Kalbinde isimlendiremediği bir boşluk bulunmaktadır ve bütün gayesi bu açlığını gidermektir. Bu uğurda gerekirse dünyayı fethedecek, gerekirse yok edecek, gerekirse yeniden inşa edecektir. Dariavarth'ın -şimdilik- gayesi denizlerin tek hakimi olmak ve suya değen her şeye otoritesini kabul ettirmektir.

Re: Dariavarth Eghianos

Posted: Fri Jul 25, 2025 1:08 pm
by Zasetsu
Herhangi bir problem yok, diğer aşamaya geçebiliriz.

Şehir hakkında vereceğiniz detaylara ek olarak mevcut konumu da belirtmenizi isteyeceğim. Ek olarak hedefi biraz daha özele indirgemeniz bana yardımcı olur.

Re: Dariavarth Eghianos

Posted: Sat Jul 26, 2025 10:49 pm
by Dariavarth Eghianos
Başlangıç Konumu:
► Show Spoiler
Dariavarth ve gemisi Tamanthar görseldeki işaretli bölgede hikayesine başlayacaktır. Vot-on'Ushyol isimli bu ada Dariavarth'ın gemisini yapmaya başladığı adadır. Getirdiği On dört büyücü ile adanın yerel yöneticilerini, sadıklarını ve ailelerini katlederek Hilal Körfezindeki iskelelere kemiklerini asmış ve adada despotluğunu ilan etmiştir. Tamanthar bu körfezde inşa edilmiş ve anakaraya doğru hareketlenmiştir.

Başlangıç Ekipmanı:
  • Yatağan Kılıç
    Basit seviye büyülere karşı dayanıklı bir kılıçtır. Kabzasında küçük bir hazne bulunur. Eğer kullanıcı bu hazneye kanını doldurursa Yatağan onun iradesiyle hareket edebilir. Havada süzülür, kullanıcı "çağırır" ise nerede olursa olsun hızla onun eline doğru ilerler. Bu haznedeki kan kurursa büyü bozulur.
  • Büyülü Pusula
    Daima Zhaar'ı gösteren bir artifakttır. Eğer kapak kısmına daha teni sıcak bir ölünün kanı damlatılırsa ismi anılan şeyi veya yeri gösterir. Eğer aynı isimden başka birisi varsa pusula sahibinin neyi kast ettiğini bilir fakat eğer o isim ile anılan hiçbir kimse veya yer yoksa Zhaar'ı göstermeye devam eder.
  • Büyülü Monoküler
    Kullanıcının baktığı yönde bir adet kara parçası görene kadar ilerleyen bir optiğe sahiptir.
  • Kulkıran Zinciri
    Bu eski bir köle zincirinin halkasından yapılmış bir bileklik veya kemer tokasıdır. Takıldığı sürece kullanıcı, zihinsel zorlamalara (büyüyle verilen korku, zihin okuma, hipnoz gibi) karşı bağışıklık kazanır. Ancak her kullanımından sonra bir gece uykuda kâbus görmek kaçınılmazdır. Kâbus, zincirin önceki sahibi olan ölü bir kölenin anılarından oluşur.
  • Ecel Defteri
    Küçük bir mühür defteridir. Açıldığında çevresine 20 adımlık alanda soğuk, yoğun bir sis yayar. Sadece Dariavarth veya onun doğrudan kanı ile beslenenler bu sisin içinde görebilir. Ancak her kullanımda, sisin içinden geçerken bir ses Dariavarth'a kendi geçmişinden bir söz fısıldar… Kimi zaman bu sesler yanıt da ister. Eğer sis ile sözlü mücadeleyi kaybederse sis ona oyun oynamaya başlar. Bu dostları düşman gibi gösterme, hiçbir şey göstermeme veya hiç çalışmama gibi durumlar olabilir.
  • Kanla Mühürlenmiş Çizme
    Dariavarth'ın ilk tahtadan yaptığı protezle aynı ahşaptan yapılmış bu çizme, giyenin adımlarının iz bırakmamasını sağlar. Kumda, karda, çamurda yürür ama iz bırakmaz. Ancak her yeni ayın ilk gecesinde çizmenin altına bir damla kan sürülmelidir. Aksi halde çizme sahibini en son gördüğü düşmanına doğru sürüklemeye başlar.
Savaş ve Diğer Yetenekler:

Lanetle Kutsanmış

Dariavarth zannettiğinin aksine Eldarion'dan şans eseri kurtulmamış Zhaar ordusundan bir Hym (Karabasanvarî bir musallat ruh) tarafından konak olarak kullanılmaya başlamasıyla yaşama tutunmuştur. Hym onu her şeyden mutsuz ve tatminsiz kılar fakat iradesini daima körükler. Hym onu somut olarak bir şey yapmaya itmez yalnızca içine bir vesvese olarak düşürür. Buna karşın onu gücü yettiğince korur. Yapılan bir büyü önce Hym'in iradesiyle çarpışır. Dariavarth'ı deşip kalbine gelen bir ok eğer büyüyle bezenmemiş ise kalp -Hym'in kalbi devreye girerek- çalışmaya devam eder.

Ruh Etkisi

Onu gören herkes, bir daha yüzünü kolay kolay unutamaz. Sanki gözlerinde gördükleri şey sadece bir insan değilmiş gibi hissederler. Bu güç, onun eylemlerinin birer hafıza yarası gibi insanların zihnine kazınmasını sağlar. Gittiği köyde birine ekmek verse bile, o kişi bu anıyı geceleri rüyasında tekrar tekrar görür. Birini azarlasa, kişi aylarca kendi değerini sorgular.

Oymacılık, Marangozluk ve Gemi Mühendisliği

Dariavarth yıllarını verdiği odun işçiliği dolayısıyla artık odun ile her şeyi inşa edebilir olmuştur. Gemilerin yapılarını iyi bilir ve bu hususta gemilerin zayıf ve güçlü yanlarını bir bakışta saptayabilir.

Herhangi bir Adam


Eghianos, Hym'in nüfuzu dışında sıradan bir insandır. Büyü veya insanüstü bir özelliği yoktur. Üzerine gelen saldırıyı savuşturabilecek kadar güçlüdür, fazlası değildir. Eghianos, Hym'in varlığından habersizdir.

Tamanthar Talarkiyalığı

De jure olarak Vot'on-ushyol adası başkent olsa da de facto olarak Tamanthar gemisi bu talarkiyalığın başkentidir. Talarkiyalığın yöneticisine Talark (Thalassos + Arkhē) denir. Talark, ülkenin idaresi altındaki bütün filo ve adaların mutlak lideridir ve son söz söyleyicisidir. Buna karşın Talarkiyalığın bir anayasası bulunur.

I. Madde

Dalga üstünde herkes eşittir.

Kan ve servet denizin üstünde önemsizdir. Talarklık içinde hiçbir zümre veya kişi diğerlerinden ayrı bir muameleye tabii tutulamaz. Emir zinciri hiyerarşiye, hiyerarşi ise liyakata bağlıdır.

II. Madde

Hüküm, hızlıdır

Yönetim, Tuz Meclisi'nden idare edilir. Tuz Meclisi 10 Tamanthar Nezareti ve 4 Kalyon Amiralinden oluşur.

III. Madde

Hüküm, kesindir.

Talark, Tamanthar'In sahibi ve Talarkiyalığın hüküm koyucusudur. Tuz Meclisi'nin kararıyla seçilir. Seçimler Talark'ın vefat etmesi veya görevden çekilmesiyle tekrarlanır.

IV. Madde

Her gemi kendi hukukunu taşır.

Tamanthar'a bağlı her gemi, kaptanının yönetimi altında özerk kabul edilir. Ancak gemi kaptanları, Talark'ın buyruğu ve Tuz Meclisi'nin yasalarına aykırı davranamaz. Suçlar, gemide işlendiği yerde yargılanır; lakin cinayet, ihanet ve korsanlığa ihanet gibi yüksek suçlar yalnızca Tuz Meclisi'nde yargılanır.

V. Madde

Tuz Yemini, vatandaşlıktır.

Talarkiyalık tebaasına katılmak isteyen kişi, Akıntı Tahtı huzurunda Tuz Yemini eder. Bu yemin sonrası kişi adı kaydedilir ve Talarkiyalık vatandaşı kabul edilir. Yemin bozanlar "Tuz Kıranı" sayılır; malları müsadere edilir, limanlara girişleri yasaklanır.

VI. Madde

Ganimet, kanın teridir.

Her seferin sonunda ganimet, geminin sefer kayıtçısı tarafından yazılır ve paylaşım yapılır. Ganimetin %40'I her koşulda Talarklığa bırakılır ve %60'ı yağmaya katılanlar arasında dağıtılır. Ganimeti gizleyen veya kaçıran kişiler deniz yasa dışıcısı ilan edilir.

VII. Madde

Talark’ın sözü son hüküm sayılır.

Tuz Meclisi yasaları koyar, Talark bu yasaları yürütür. Ancak Talark, savaş, savunma ve dış anlaşmalar konularında meclisten bağımsız karar alma hakkına sahiptir. Talark’ın emri gemilerde sorgulanmaz; ancak hukuka aykırılığı sonradan meclis huzurunda tartışılabilir.

VIII. Madde

Her liman, akıntıya vergi öder.

Talarkiyalığın hükmü deniz tuzunun ıslattığı her şeye işler. Sınırlarında bulunan tüm iskeleler, belirlenen yıllık vergilerini Tuz Meclisi'ne ödemekle yükümlüdür. Vergi ödemeyen limanlar “Asi Liman” sayılır. Talarkiyalığa bağlı yurttaşlar bu limanları istedikleri gibi yağmalamakta serbesttir. Vergiler altın, yakıt, erzak veya askerî destekle ödenebilir.

IX. Madde

İnanç serbesttir, deniz kutsaldır.

Her vatandaş kendi inancını yaşamakta özgürdür. Ancak deniz ruhlarına hakaret, ayinle alaya alma, gemide kutsal eşyaları aşağılamak Talarkiyalık kanunlarınca cezalandırılır. Deniz Ruhları'nın adı anıldığında gemide sessizlik zorunludur.

X. Madde

Yasa, suya düşse de boğulmaz.

Bu anayasa her yeni Talark döneminde Tuz Meclisi huzurunda yüksek sesle okunur. Kanunların yazılı ve sözlü kopyaları Tuz Kütüğü'nde tutulur. Kanunları unutmak ceza değildir; ancak bilerek çiğnemek ağır suç sayılır.
Talarkiya Tuz Meclisi

Maerith - Başbakan

Talark Eghianos'un iç yönetimin idaresini bıraktığı kişidir. Tuz Meclisi ve Talark arasındaki süzgeç görevini üstlenir. Talark'a önemli meseleleri iletir ve Tamanthar'ın rutinliğini sağlar.

Aranessa Saltspite - Diplomasi Sorumlusu

Talark Eghianos'un dış ilişkilerin idaresini bıraktığı kişidir. Limanlarla ilişkileri ve Velatria'nın okyanuslarındaki olay ve olaya karşı tutumlardan sorumlu kişidir.

Tatrha Rantakuzan - Hazine Sorumlusu

Talark Eghianos'un vergi ve ödeneklerin idaresini bıraktığı kişidir. Liman ve kalyonlardan gelen vergileri denetler.

Tuengue Gin-Şı - Haberleşme Sorumlusu

Talark Eghianos'un Vot'on-ushyol ve müstakbel fetihler sonrası elde edilecek bölgelerin merkeze bağlanmasından sorumlu tuttuğu kişidir.

Dayte'nam-Prava - Adalet Sorumlusu

Talark Eghianos'un Tamanthar Talarkiyalığındaki anlaşmazlıkları çözmesi için görevlendirdiği kişidir.

Egwene ver'Ala - Büyü Sorumlusu

Talark Eghianos'un genel olarak büyücülük meselelerinden sorumlu tuttuğu kişidir. Ülkenin büyücülerinin tayininden sorumludur.

Atsineşkite Daiktus - Lojistik Sorumlusu

Talark Eghianos'Un Tamanthar Talarkiyalığının erzağından sorumlu tuttuğu kişidir. Ülkenin ve gemilerin ihtiyaçlarını tespit ve ikmalle sorumludur.

Kiruysie Horadam - Loncalar Sorumlusu

Tamanthar'ın seçilmiş Loncalar Başkanı'dır. Tacirler, Köleciler, Balıkçılar, Marangozlar gibi üretime dayalı meslek gruplarının temsilcisidir.

Kasher Otanu - Muhaberat Sorumlusu

Talark Eghianos'un istihbarattan sorumlu tuttuğu kişidir. Tamanthar dışındaki bilgileri toplamakla sorumludur.

Çeçni Pitruşa - Kuvvet Komutanı

Talark Eghianos'un Tamanthar Şehir-Gemi'sinin militer gücünden sorumlu tuttuğu kişidir. Şehrin savunmasından ve şaykalarla yapılacak nehir yağmalarını düzenlemekle sorumlu kişidir.

Sidtağ Divo - Kuzey Amiral

Tamanthar'ın Kalyon Kaptanlarından birisidir. Bir adet vekili Tamanthar'da daimi olarak bulunur.

Vilheig Rahtalmi - Doğu Amiral

Tamanthar'ın Kalyon Kaptanlarından birisidir. Bir adet vekili Tamanthar'da daimi olarak bulunur.

Rahn Hadhrat - Güney Amiral

Tamanthar'ın Kalyon Kaptanlarından birisidir. Bir adet vekili Tamanthar'da daimi olarak bulunur.

Sona Carmagnola - Batı Amirali

Tamanthar'ın Kalyon Kaptanlarından birisidir. Bir adet vekili Tamanthar'da daimi olarak bulunur.

Talarklığın Askeri Gücü

Tamanthar Şehir-Gemisi 25 dönüm üzerinde yükselen bir şaheserdir. Deniz seviyesi altında 2 kat, güverte ve deniz seviyesi arasında bir kat ve güverte üstünde ise sıradan bir kasaba yerleşimi bulunur. Gemi büyü ve daima hazır bulunan yama ekiplerince korunur. Buna karşın saldırı olarak mühimmat olarak demir güllelerin kullanıldığı ufak toplarla agresif olarak korunur. Diğer gemilere kıyasla yüksek olan yapısı nedeniyle diğer gemilere karşı menzil avantajı ve sayı üstünlüğü elde eder. Tamanthar'ın nüfusu 16.000 olup her aileye bir oda ve bolca ortak kullanım alanı sunma gayesiyle tasarlanmıştır. Kimi ailelerin erkekleri Tamanthar'da kalırken eş ve çocuklarını Vot'on-ushyol'da bırakır.

Nüfusun hepsinin geminin işleyişinde rolü olsa da aktif askeri insan gücü olarak yaklaşık 6.000 kişi bulunur. Bunların 2000 kadarı Tamanthar'ın daimi savunmasında kalır. Bunların dağılımı şöyledir;
  • Topçu Taburu - 600 kişi
    Sabit ve Seyyar olmak üzere toplam 300 adet bulunan topların kullanımından sorumlu nişancı birliklerdir.
  • İstihkam Taburu - 400 kişi
    Tamanthar'ın askeri altyapısından sorumlu iş gücü birlikleridir. Seyyar topların taşınması, zarar gören kısımların tamiri gibi işlerden mesuldürler.
  • Piyade Taburu 900
    Tamanthar'a bir çıkarma olması durumunda karşılamakla sorumlu birliklerdir.
  • Muhaberat Birliği - 50 kişi
    Taburlar ve Talark Karargahı arasındaki iletişimden sorumlu koşucu birliktir.
  • Sıhhiye Birliği - 50 kişi
    Yaralanan askerlerin bakımından sorumlu birliktir.
Geriye kalan 4000 kişi yağma ve saldırı için bekleyen Şayka Taburlarıdır. "El Topu" olarak isimlendirilen 35 santim uzunluğunda ve 6.5 santim genişliğinde yatağı olan barutla ateşlenen taşınabilir silahlarla donatılan piyadeler bunun yanında scimitar ve yatağan gibi kılıçlar taşır. Zırh giymezler ve hareket kabiliyetine önem verirler. Bunun yanında yağmaya katılan büyücüler taburlara eşit olarak dağıtılır.

Acil durumlarda Tamanthar'ın sakinlerinden militer kuvvetlere katılması istenebilir veya birlikler arası değişim gerçekleşebilir.

Tamanthar'ın -şu anlık- etrafında dört adet kalyon bulunur. Her bir kalyonun nüfusu yaklaşık 150 kişi kadardır ve klasik bir korsan gemisi mürettebatı yapısındadır. Tamanthar'a göre çok daha hızlı ve atiktir. Genel olarak atış yönü Tamanthar'a dönük olan gemileri savunmasız kıç ve ön kısmından vurmakla görevlidir.

Hem Kalyonlarda hem de Tamanthar'da Şayka ismi verilen yelkenli ince ve uzun tekneler bulunur. Yaklaşık 20 kişi taşıyan bu tekneler nehir yataklarında da hızla ilerleyebilir. Bu teknelerle kıyılara çıkartma yapan Tamanthar Korsanları yerleşmeleri yağmalar.

Re: Dariavarth Eghianos

Posted: Mon Aug 04, 2025 7:43 pm
by Zasetsu
Onaylamanız durumunda aşağıdaki şekilde Külliyat'a işlenecek.

Muhafız Büyücü Altharion’un Kara Kaleminden
Dariavarth "Davet Edilmeyen" Eghianos – Denizin Kâbusu ve Yükselen Boşluk


Külliyat'ımın tozlu sayfalarına mühürlenen her varlık bir bilmece taşır. Lakin Dariavarth 'Davet Edilmeyen' Eghianos denilen bu şahsiyet, Velatria'nın bükülmüş ruhunun, küllerden doğan bir azmin ve kadim karanlığın ne denli iç içe bir örüntü dokuyabileceğinin yaşayan, soluk bir fısıltısıdır. Onun hikayesi, Eldarion'un görkemli Eghianos hanesinin, Zhaar'ın gazabıyla bir gecede küle döndüğü o Tanrıkıran gecesinde başlar. Doğduğu o uğursuz şafak, Eldarion'un göklerini saran bir yangınla müjdelendi; annesi, doğum yatağında iblis mızraklarının gölgesinde son nefesini verirken, küçücük bedeni bu kıyamette sol bacağını yitirdi. Anne sütünden mahrum, insan sevgisinden bihaber büyüdü; atılan her adımda değneğine vuran acı, dünyaya duyduğu nefreti iliklerine kazıyan bir mühür oldu. Harabelerin fısıltıları, yağmacıların çiğ gülüşleri arasında, yaşamı bir kırıntı, bir direniş meselesiydi.İnsanlığın onu bir yaratık, bir lanet olarak görmesiyle başlayan dışlanmışlığı, onun ilk ve en derin yarası olmuştu.

Lakin Külliyat'ımın en karanlık köşelerine sızan fısıltılar, onun hayatta kalışının ardında çok daha derin, çok daha ürkütücü bir gerçekliğin yattığını iddia eder: Zhaar'ın kadim ordusundan kopmuş bir 'Hym'in, bir karabasan ruhunun, o parçalanmış bedeni kendine konak edindiği söylenir. Eğer bu gölge doğruysa, Dariavarth'ın o insanüstü direnişi, bilincinde olmadan 'Hym'in karanlık iradesinden aldığı bir lütuftur. Bu, onu Külliyat'ıma işlenecek en büyük anomalilerden biri kılar; zira bilmeden Zhaar'ın zincirlerine vurulmuş bir kukla mı, yoksa kendi iradesiyle dahi gölgelerden güç devşiren yeni bir varoluş mu olduğunu kim bilebilir? Peki ya söylentiler? Bazıları normal bir adamdan bahseder; bazıları gözleri alev kırmızısı, karanlığı yansıtan birer kor parçası gördüğünden. Bazılarına lütuf olur; bazılarının zihnine bir lanet gibi işler.

Denizlere, kendi elleriyle yoğrulmuş, binlerce direğin gökyüzüne bir ağıt gibi yükseldiği, yaşayan bir şehir-krallık bahşetmiştir Velatria'ya. Yıllar süren çılgınca bir ağaç katliamının ve demirciliğin ardından, 'Tamanthar' adını verdiği yüzen şehir-gemisini denize indirmiş. Denizlerde kendi yasasını, kendi düzenini, kendi 'Talarkiyalığı'nı kurmuş.[/b] Bu yüzen şehir korsancılık, ticaret ve paralı askerlikten gelir elde ediyor, Velatria kıyılarında yeni bir korku salıyorlar. Bu düzen, Dariavarth'ın içindeki o isimlendiremediği boşluğu doldurma arayışının somutlaşmış hali, acımasız bir arzu anıtı.

Dariavarth, iyilik ya da kötülüğe değil, sadece kendi iradesiyle kurduğu dengeye inanır. Zayıfları korur, ama onları kullanmak için. Merhameti stratejiden doğar, eylemden değil. O bir halk kurucusudur evet, ama ne baba ne de çoban. Yüreği, ıssız bir deniz feneri gibi yalnızdır; sevgi onun için ya ruhu boğan bir lüks ya da sinsice örülmüş, ölümcül bir tuzaktır. İçindeki o isimlendiremediği boşluğu doldurmak için denizlerin tek hakimi olmak ister. Eğer dünya, onun elleriyle yoğrulmazsa, zaten yok olmaya mahkum olduğuna inanır.

Onun yolculuğu, bu karanlık çağın denizlerine bir dalga mı, yoksa bir tsunamiyi mi getirecek kestirmek güç. Bu, bilmeden Zhaar'ın gölgesine vurulmuş bir kukla mı, yoksa Velatria'yı Zhaar'ın kendisinden daha büyük bir tehlikeye sürükleyecek, kendi azmiyle doğmuş yeni bir kâbus mu olduğunu zaman gösterecek. Kalemim, kaderini yazmak için hazır bekler.

Re: Dariavarth Eghianos

Posted: Mon Aug 04, 2025 7:46 pm
by Dariavarth Eghianos
Onaylıyorum.

Re: Dariavarth Eghianos

Posted: Mon Aug 04, 2025 8:04 pm
by Zasetsu
Onaylanmıştır.

İlgili külliyat kaydına buradan, karakterinizin bilgi birikimine dair sorularınız için yankı odasına buradan erişebilirsiniz.

Konunuz önümüzdeki günlerde açılacak.

İyi oyunlar dilerim.