[Maxwell] Nehir Seferi

Post Reply
User avatar
Maxwell
Sahirkıran
Sahirkıran
Posts: 6
Joined: Wed Aug 27, 2025 12:35 am

[Maxwell] Nehir Seferi

Post by Maxwell »

Kül nehri etrafındaki harabelerde bir kıran olduğu bilgisiyle avcılar toplanmıştı. Ormanlarda bir başına yaşayan ve sürekli yer değiştiren Paralı asker- korucu Rewalt ve onun köpeği Lippa , Düşdiyardan gelen kumarbaz savaşçı Odbrin, Kızılsular'dan gelen kiralık katil Tona, Gölgeburç hapishanelerinden kaçak olan mahkum Droguy ve Yıkık kardeşlikten Maxwell ; bir ateşin başında oturmuş yemeklerini paylaşıyorlardı. Rewalt'ın vurduğu hayvandan iyi yahni olmuştu. Maxwell yemeğini sessizce yerken önünde yanan ateşi izliyordu. Üç haftadır beraber yollardaydılar. Maxwell onlarla daha önce de iş yapmıştı. Kendilerince kötü insanlar değillerdi. Rewalt kafadan sorunlu kendi gölgesinden şüphelenen biriydi ama vahşi doğada iz sürme, kamp yapma, güvenli su kaynağı ve yiyecek bulma konusunda eşsizdi. Odbrin tüm hayatını kumarda kaybetmişti ve alacaklılarından kaçıyordu. Tona cimri ve paragöz olsa da zehirler ve tuzaklarla arası iyiydi. Kendi payına düşen parayı harcamaz biriktirirdi. Droguy ise hızlı öfkelenen ve sorunlara kafadan giren biri olsa da baltayı kullanmada iyiydi. Hepsi dönem dönem güvenli alan sayılan Höyüklü Mezra’ya gelirdi. Kardeşlikle araları iyiydi.

Maxwell’in yemeği bitmeye yakınken Rewalt hiç bir şey demeden oturduğu yerden kalkmış ve köpeğini de alarak ağaçların arasına gitmişti. Kıranlara yaklaşmak onun sinirlerini bozuyordu. Ne kadar avlara katılmak istemese de ondan daha iyi iz sürücü olmadığından mecbur kalıyordu. Diğerleri de yemeklerini bitirip zaman geçirmek için bir şeyler yapmaya çekiliyordu. Güneş batarken yolculuğa devam edemezleri sonuçta. Odbrinle Tona kart oynuyor, Droguy ise kitap okuyordu. Maxwell de yemeğini bitirdikten sonra kalkıp eşyalarını toplamış uyku öncesi antrenman sekansına başlamıştı. Temel egzersizlerini bitirdiğinde diğerleri çoktan çadırlarına çekilmiş uyku denilen diyarın yolunu tutmuşlardı. Rewalt henüz geri gelmemişti. Maxwell bunun üzerinde durmamış, çadırına gidip huzursuz uykunun kollarına kendisini teslim etmişti.

Güneş gecenin karanlığını yararak doğduğunda tüm ekip uyanıktı. Hepsi çadırlarını toplamış yola çıkmaya hazır hale gelmişlerdi. Maxwell huzursuzca ayaklarını oynatıyordu. Medeniyetten uzaklaşmış olsalar da doğada değillerdi. Doğadışının kucağındaydılar ve onun kalbini arıyorlardı. Maxwell bu gibi durumlarda epey bir işe yarıyordu. Büyüye karşı olan bu hassasiyeti onu doğal bir pusula konumuna getiriyordu. Rewalt ortalıklarda yoktu. Ekibin alışkın olduğu bir şeydi. İz sürücülerinin kafası biraz gidik de olsa işinde iyiydi. Hep geri gelirdi. Çadırlarını Droguy ve Odbrine yüklemişlerdi. Ekibin yük çekme görevini onlar üstleniyordu. İz sürücüleri aralarında olmadığından rotalarını değiştirmeden en son ilerlemeye çalıştıkları yoldan devam etmeye karar vermişlerdi. Sessizlikle ilerliyorlardı. Bu sabah kimsenin neşesi yok gibiydi.Güneş tepeye yükselirken onlar kamplarını çoktan geride bırakmışlardı. Kahvaltı etmek ve biraz soluklanmak için durmuşlardı. Yemeklerini yerlerken Lippa hırpalanmış bir vaziyette yanlarına gelmişti. Onlara havlayıp paçalarından tutup ayağa kaldırmaya çalışmıştı. “Bir problem var sanırım. Öyle değil mi Lippacık, Sahibin nerede? Rewalt nerede?” demişti Odbrin endişeli bir sesle. Köpeğin hırıltıları sahibinin adını duyduğunda daha da artmıştı. Avcılar yemeklerini hızlıca ağızlarına tıkıştırıp köpeğin çekiştirmelerine karşılık vermişler ve onu takip etmeye başlamışlardı.


Köpek onları peşine takıp nehir boyunca koşturmuştu. Götürdüğü yerde ise ağaçların arasında kanla kaplı vaziyette yatan Rewalt vardı. Tona hemen yanına koşmuştu iz sürücünün. Yaşamsal faaliyetlerini kontrol etmiş ve ardından “Yaşıyor” diye bildirmişti. Maxwell çevreyi gözleriyle taramıştı ama herhangi bir boğuşma izi görmemişti. Diğerleri de neyin bunu yapabileceğini çıkartmak için iz sürücünün yaralarını incelemeye başlamışlardı. Kamp kurulmalıydı bu haldeyken yola devam edemezleri ama bölgenin ne kadar tehlikeli olduğunundan emin değillerdi. Rewaltı bu duruma sokan şey hala buralarda mıydı yoksa çoktan uzaklaşmış mıydı? Çadırlar tekrardan indirilip kurulmuştu. Bu günü burada geçireceklerdi. Tona eğreti bir tedaviye başlamıştı. Kıyafetlerini çıkartıp yaralarını temizleyip hastalanmasın diye yanında getirdiği ilaçlardan sürüyordu. Odbrin kamp çevresinde volta atıyordu. Droguy ve Maxwell sadece oturup bekliyordu. Gecenin nelere gebe olabilebileceğini kimse bilmiyordu. Şimdilik oturup Rewalt yürüyebilecek hale gelene kadar güvende olmaya çalışacaklardı.
Post Reply